• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/TrabzonBasket
  • https://www.twitter.com/TrabzonBasket
  
Üyelik Girişi
Bölümler

1966’da başladık, 2010’da hız kesmeden devam ediyoruz !

alkan@trabzonbasket.com


 

Bu yazı; TrabzonBasket.Com, Karadeniz Gazetesi ve BMN Yazı kurulu medya  bölümünde aynı anda yayınlanmaktadır.

1966’da başladık, 2010’da hız kesmeden devam ediyoruz ! 17 Haziran 2010 08:42:32

Pazartesi günü Trabzonspor’un ilk kurucularından olan Refik Karaağaçlı ağabeyimizle 1966-1967 yıllarında yaşananları konuşurken, bize basketbol serüvenimizden de uzun uzun bahsetti.Nato üssünde görevli 2 Amerikalı basketbolcunun takımlarında yeraldığını, takım deplasmanlara giderken kafile başkanlığını dahi kendisinin yaptığını, hatta önemli bir deplasmanda tabiri caizse hile yaparak bir Amerikalının lisansıyla diğer Amerikalıyı nasıl oynattıklarını da esprili bir şekilde anlatarak, o yıllarda basketbol branşında unutulmaz ve keyifli günler yaşadığından bahsetti.

Asıl vurgu yaptığı nokta ise; Trabzonsporla alakalı günümüzde yaşanan çekişmelerin 1960’lı yıllardan geldiğini ve halen daha aynı enerjiyle devam ettiğiydi.Bir örnek vermek gerekirse; üzerinden yaklaşık 44 yıl geçmesine rağmen Trabzonspor’un kuruluş tarihinin 1967 değil, 1966 olduğunun bile günümüzde tartışmasının yapılmasıdır.

Zaman su gibi akıp gider derler, doğrudur.Çok kısa geçmişe baktığımız zaman, basketbol şubemiz yolgeçen hanı gibi açılıp kapatılmış, açılıp kapatılmış.Dersin ki şamar oğlanı.

Daha 3 yıl öncesine kadar 150 bin liralık bütçeyle bölgesel ligde devam ederken, “aman ha sakın 2. lige çıkmayın, masraf olur” zihniyetinden, 6 milyon dolarlık bütçelerin konuşulduğu Beko Basketbol Ligine yelken açmışız.Ama son günlerde yaşanan gelişmelerle 1960’lı yıllardaki basketbol keyfimiz bile kalmayacak gibi gözüküyor !

Kimin ne hesabı var bizi ilgilendirmiyor.Bizi ilgilendiren kısmı sadece ve sadece basketbol.

Genç bir insan çıkıyor, elinde ciddi bir gücü var ve basketbolu inanılmaz seviyor.Üstelik bu sevgiyi 19 mayıs’ın tozlarını yutarak edinmiş.Bu genç insan bir ekip kuruyor ve Trabzon Basketbolunun ülke gündemine oturmasına önayak oluyor.

Şimdi soruyorum.Saner Ayar, Trabzonspor’u ve Basketbolu sevdiyse suçmu işledi ?

Bir başka insan çıkmış, takım sıkıntı yaşadığı anda bu genç insanın teklifine ki üstelik bu teklifi alırken Fener’in de gündeminde olduğu halde bizi tercih ederek basketbolumuzu bir anlamda uçurumun kenarından alıp zirveye taşımış.Ve Aydın Örs’ün bize attığı çalımdan sonra artık tüm yükü omuzlayan biri.Kim bu adam ? Doğan Hakyemez.

Şimdi bir kez daha soruyorum.Dodo, Efsane dediğimiz Aydın Örs gibi Fener’i değil de bizi tercih edip “bizden biri” olmaya karar verdiyse hata mı etti ? Yanlış mı yaptı ?

Kulüp içinde kulüp olmaz deniliyor, katılıyorum.Olmaz.

Ulu çınar dediğimiz Trabzonspor’un gölgesi hepimize yeter de artar bile.

Amma, basketbol branşını da, “basketbolu, basketbolu bilen ve seven insanlar idare etmeli” notunu düşerek, kendi insanımızı dışlamadan sahip çıkarak ulu çınarın gölgesinde olmalıdır diye savunurum.Basketbol branşımız; bu gölgenin altında ezilmeden ve üvey evlat muamelesi görmeden Trabzonspor’un elinde olan tesis gibi imkanlardan ve gücünden istifade edebilmeli/ettirilmeli.Doğrusu da budur.

Tersi olur da, dün Alaeddin hocanın arabasını bile altından alan zihniyet, “kontrol bende olacak ama ne para veririm, nede imkanlarımdan istifade ettiririm” mantığından hareket ederek, basketbol okullarını bile güç gösterisine dönüştürüp Saner Ayar, Celil Hekimoğlu ve Doğan Hakyemez gibi insanları küstürürse bunun hesabını kimse veremez.

Velhasıl zor bir şehirdeyiz. 1966-1967’de de zor idik, bugün de aynı zorluklarla mücadele ediyoruz.Son olarak Saner Ayar’a, Doğan Hakyemez’ e ve en önemlisi Trabzonspor’a “itidal” diyorum.

( Karadeniz Gazetesi Linki )


Yazarın Diğer Yazıları

Yorumlar - Yorum Yaz