e-posta: emre.ergenc@gmail.com

DEĞİŞİMİN KODLARI 

Trabzonspor Basketbol takımında kimilerinin dört gözle beklediği, kimilerinin ise aceleci bir hareket olarak eleştirdiği koç değişikliği sonunda yapıldı. Ağustos ayında bu takımı, her türlü handikabını görerek ve cesaretle teslim alan Tolga Öngören hocamız, geçen süreç içerisinde takımı istediği noktaya taşıyamadı.

Bunun sebepleri tartışmaya açılabilir, farklı tezler ortaya atılabilir. Maddi sorunlar ve zaman darlığı, iki temel etken denebilir. Ancak en temel etkenin kulübün kurumsal yapısındaki eksikliklerden kaynaklandığını düşünüyorum (insan söylemeden yapamıyor, Trabzonspor, basketbol takımını şube olarak bünyesine almış olsaydı, bugün bunların hiçbirini konuşuyor olmazdık belkide).

İşin bir de takım boyutu var şüphesiz. Tolga Hoca’nın takım üzerindeki hâkimiyetini kaybettiğini belgeleyen son olayı, kendisi veda yemeğinde belirtmiş İsmail Alkan’a: “Yabancı oyunculardan 2 tanesi Karşıyaka maçına 1 saat kala salona gelmişler”. Beko Basketbol Ligi seviyesinde kabul edilebilecek bir durum değil bu. Diğer taraftan bir türlü takıma savunma direncini yerleştirememesi, kadro derinliği sıkıntısını kapatacak oyun planlarını oturtamaması, hedef maçların hemen hepsinde kırılma anlarını lehimize çeviremeyişi, aklıma gelen diğer bazı sebeplerden.

Tolga Hoca, Trabzonspor için harcadığı mesai ve düzgün kişiliği ile teşekkürü hat etti. Ancak profesyonel dünyada değişimler hızlı gerçekleşiyor. Sonuç itibariyle yapılan değişiklikle, takımın başına Halil Üner getirildi. Sosyal medyada kendisi için en sık kullanılan benzetme, basketbolun Yılmaz Vural’ı olduğu. Gerek çalıştırdığı takım sayısı, gerek düşme potasındaki takımların ilk ona başvurmaları, gerekse teknik adam olarak maç anındaki hareketleri benzerliği doğrular nitelikte. Fenerbahçe’yi ve Galatasaray’ı çalıştırdığı dönemlerde çok ağır eleştirilere maruz kalan Halil Üner, son 3 senedir ise düşme korkusu yaşayan takımlara getirdiği ivme ile göze çarpıyor. Bu sene maddi sorunlar yaşayan Selçuk Üniversitesi ile çizdiği başarılı grafik ise, şaşırtan cinsten.

Halil Üner’ın en belirgin özelliği, takımla ilgili her şey ile yakından ilgilenmesi. Bir baba edasıyla tüm takım üzerinde tatlı-sert bir otorite kurmak onun sevdiği bir tarz. Bu manada Trabzonspor Basketbol takımının genç oyuncuları, yaslanacak bir omuz buldular diyebiliriz. Ancak deyim yerindeyse her an şamarı yeme ihtimaline karşı dikkatli olmaları da gerekiyor.

Teknik anlamda hızlı ve tempolu basketbolu seven Halil Üner’ın en sevdiği oyuncular ise 1-2 pozisyonlarında oynayan skorer oyuncular. Takımımızın hali ortada, bu açıdan Gibson’ın takımın skor yükünü çekmeye devam edeceği açık. Gibson’ın yanına bir takviye ister mi, bence isteyecektir. Diğer taraftan bolca fast-break (hızlı-hücum) yiyen ve takım savunması tel tel dökülen Trabzonspor’a sihirli değneğini değdirip değdiremeyeceğini yakında göreceğiz.

Bu sene İstanbul’daki Galatasaray maçı öncesi sevgili Oğuz Zeytin, Çağkan Gazioğlu ve Cengiz Çubukçu ağabeyimizle, Halil hoca ve Yiğiter Uluğ ile uzun bir sohbet gerçekleştirmiştik. Oradan edindiğim ilk izlenim, hocanın lafını esirgemeyen, dobra bir yapısı olduğuydu. Trabzonspor Basketbol takımındaki sorunları açıkça ifade etmekten kaçınmaz ve göreve kendisi gibi yeni başlayacak olan Genel Koordinatör Osman Arz ile birlikte uyumlu çalışırsa, bu hem oyuna, hem de profesyonelleşme sorunları çeken organizasyona faydalı olacaktır.

Son bir paragraf da Osman Arz’a açalım. Trabzon’un Osman hocasından beklentileri fazla. Kendisinin yetkileri hakkında yapılmış resmi bir açıklama yok ancak genel koordinatör olarak takımın her sorunu onu bekliyor olacak. Bense kendisinden beklentilerimi şöyle sıralıyorum; takımın profesyonelleşmesi için yönetim ile uyum içinde elinden geleni yapması (liyakat esaslı), takımın şehirle iletişiminin artırılması (bu anlamda basketbolcuların liselerle, üniversite gençliğiyle buluşturulması) ve Trabzon’da zaten küçük olan basketbol camiasını takımın etrafında tek yürek toplamasıdır. Osman Arz’ı da en az Halil hoca kadar zor bir sınav bekliyor.

Umalım ki, atılan bu adımlar Trabzonspor Basketbol takımına olumlu yansısın ve üst üste oynayacağımız kritik Antalya ve Bandırma Kırmızı maçlarından sonra biraz morallenelim. Aksini düşünmek bile istemiyorum.