TAKIM OLABİLMEK

Ligde zor günler geçiren Trabzonspor, ligin flaş takımı Sakarya Büyükşehir’i çok net bir oyun ve 96-79 gibi farklı bir skorla mağlup ederek bir anlamda üzerindeki ölü toprağını kaldırıp attı.

Takım, savunma direncinin öne çıktığı bu galibiyetin sinyallerini Tofaş galibiyetinde ve devamında oynanan Beşiktaş maçında vermişti aslında.

70 sayı civarı üreten 3 kısamızdan, takımı bir maestro gibi yönetip gerektiğinde çekinmeden insiyatif almasını bilen oyun kurucumuz Sarunas, sıcak ellere sahip Heslip ve ikinci devre kendine gelen Eldridge gibi galibiyette öne çıkan isimler oldu elbette.

Ancak 18’i hücum olmak üzere çekilen 40 ribaund ve aynı zamanda toplamda üretilen 25 asist parkede oynanan oyunun mükemmelliğinin yanında, takımın birbirine olan bağ ve iletişiminin de ne kadar üst düzeyde olduğunun bir göstergesidir ve ayrılamaz.

Calep Geren gibi takımın en önemli parçasının olmadığı bir ortamda gelen bu mükemmel galibiyetin şifrelerini kısaca özetlemek gerekirse;

Vasiliauskus’ın takımı yönetip gerektiğinde insiyatif alması,

Obekpa’nın savunma caydırıcılığının yanında ilk kez şahit olduğumuz üzere rakip çember altında kısalarımıza alan açması,

İlk devre öylesine takılan Osiris Eldridge’in ikinci devre kendine gelmesi,

Elleri ısınan Heslip’in yanında Ozan ve Alper’in enerjisi,

Harris’in rakip uzunlara karşı verdiği mücadele, savunma hırsı, durdurulamaz enerjisi ve rakip çember altını sürekli karıştırması,

Bora Hun Paçun’un beklenenden fazla katkı yapması,

Ve elbette ki son haftalarda dikkatlerden kaçmayan takım savunması.

Toparlamak gerekirse 4 periyota yayılan savunma direnci ve hücum organizasyonlarındaki mükemmellik “takım” olabilmekle açıklanabilecek bir olgu olduğu gibi aynı zamanda galibiyetin de en önemli şifreleriydi.

HAFTANIN FOTOĞRAFI 

Galibiyetler sonrası haftanın oyuncusu seçimi yapardım ancak bu kritik galibiyet sonrası sadece bir oyuncuyu öne çıkarmak diğerlerine haksızlık olacağını düşündüğümden tüm takımı “Haftanın oyuncusu” seçerek başlığı da “Haftanın fotoğrafı” olarak değiştirdim.

Çünkü yaşanan problemler ve Green gibi önemli bir parçanın yokluğuna rağmen kenetlenerek parkeye koydukları karakter bizler için bireysel performanslarından öte, “takım” olmaları adına çok daha önemliydi.

Ve maç sonu verilen sevinç, gurur ve özellikle de o güzelim çocuklarla harmanlanmış olan bu galibiyet pozu aslında ne kadar değerli ve birbirlerine kenetlenmiş bir takım olduklarının dışa yansımasıydı.

Ve bu fotoğrafın tersi durumların oluşmasının sorumluluğu üzerlerinde olup karede yer almayan yöneticilerin de sevinç ve heyecanlarına tanık olduğum üzere şimdi sevinmek onların da hakkı.

Çünkü kimsenin elini cebine atmadığı bir ortamda maddi problemlerin getirdiği sportif başarısızlık ve karamsarlık bu organizasyonun yürütülmesini ne kadar zorlaştırdığını çok iyi biliyorum.

Ve anlık bile olsa sportif başarının getirdiği bu güzel tablo sıkıntılı günler geçiren yönetimin de bir anlamda silkelenmesine sebep olup ekonomik problemlerin aşılması için daha fazla efor sarf etmelerine yol açacaktır.

YENİ BİR HEYECAN 

Ozan Bulkaz ilk kez Uşak dışında bir takıma, üstelik maddi kriz ve FİBA transfer yasağının olduğu çok zor bir dönemde geldi Trabzonspor’a.

Alınan farklı mağlubiyetler sonrası tıpkı Markovski gibi eleştirilmeye ve hatta yetersiz görülmeye başlandığında ise ben tam tersini düşünerek konunun koç sorunu olmadığını belirttim.

Çünkü Ozan Bulkaz emekçi bir koçtur ve bugün Uşakta bir basketbol heyecanı varsa Ozan Bulkaz sayesindedir. Kısaca sabır dedim.

Takımı tanıyana kadar aldığı farklı mağlubiyetlerin de sorumlusu elbette kendisidir ancak toparlayabilmekti önemli olan…

Seyircisiz maçta ligin flaş takımı Tofaş’ı çok rahat bir oyunla mağlup edip, geçtiğimiz hafta da ligin bir başka flaş takımı Beşiktaş karşısında deplasmanda oynattığı oyun gelecek adına sevindiriciydi.

Hafta başı yaptığı açıklama ile Sakarya BŞB’yi yeneceklerini kesin bir dille ifade etmesi de kendi özgüveninin bir parçasıydı. Ve dediğini de yaptı.

Sakarya BŞB maçı ile ilk kez taraftarının karşısına çıkan Ozan Bulkaz’ın takımı yönetmesi, heyecanı, pozisyonlara anlık tepkileri, rakibin hamlelerine göre oyuncu müdahaleleri, zaten dar olan rotasyonu doğru kullanması, parkedeki hırsı ve performansı müthişti.

Elbette ki bunlar yapması gerekenler ancak en önemlisi maddi krizle boğuşan bu oyuncu portföyünü parkeye hazırlayabilmek, devamında da en üst seviyede verim alabilmekti. Ki bence zor olanı başardı.

Kendisini kutluyor ve bu galibiyetlerin devamını bekliyoruz.

Çünkü oldukça yıprandığımız basketbolda yeni heyecanlara ihtiyacımız var.

ELDRIDGE’NİN MESAJI 

Sakarya Büyükşehir maçı öncesi ödemeleri geciken oyuncularımızdan Osiris Eldridge, açlık algısı verdiği bir iskelet fotoğrafını kendi twitter hesabından paylaşarak "Ödeme gününü böyle bekliyoruz" mesajı verdi.

Osiris Eldridge’nin ilk devre parkedeki vurdumduymaz duruşu da maçtan önceki yapmış olduğu “Ödeme bekliyoruz” paylaşımı ile paraleldi.

Ancak ikinci devre bambaşka bir Eldridge ile karşılaştık.

Topa baskı yapan ve savunma direncini arttırarak takım oyununa dönen Eldridge’nin bu kritik geri dönüşü galibiyetin en önemli faktörüydü.

Ancak Osiris Eldridge’nin espri ile karışık yapmış olduğu bu önemli uyarısını da kulübün dikkate alması gerektiğinin altını çizmekte fayda var.

PROBLEM NEREDE? 

Taner Günay, Fikret Doğan, Rüçhan Tamsöz, Milan Kotarac, Sabri Aşçı, Bekir Erdal Erdinç ve Ali Uruk…

Altyapılarda süreklilik esastır… Kariyerlerini yazmaya kalksak sayfaların yetmeyeceği bu isimler altyapılarımızda görev yapan ülkenin en önemli altyapı koçları ve ilginçtir ki hiç biri kalıcı olamamış.

Son olarak Gelişim takımının başına gelen Ali Uruk. Gelişim Takımı sezonu bitirir bitirmez daha 3. ayın sonunda takımdan ayrıldı.

Kısaca altyapımıza kim geldiyse kimi kaçtı kimi kaçmak için fırsat kolladı kimi de sezon sonunu zor bekledi.

Ve ilginç bir şekilde bu insanların tamamı gelirken mükemmel, görev yaparken veya gittikten sonra ise ya yetersiz ya da gereksiz (!)

Bunca insanda problem olamayacağına göre problem nerede?

Bu arada Oytun Serdar’ı unuttuk. Sahi Oytun ne zaman gidiyor?

MÜTEVAZİ BİR İSİM: SALİH CORA

Siyasilerle ilgili pek yazı yazmayı sevmem ama mütevazi duruşuyla saygı duyduğum bir isim olan ve Sakarya BŞB maçına gelerek takıma destek olan Salih Cora’ya 2 kelam etmeden yapamazdım.

Hatta devre arası dinlenme odasında maçın kaybedilme stresiyle dalgınlığıma gelmiş olacak ki kendisini fark edemememe rağmen yanıma kadar gelip görüşerek beni mahcup eden genç vekil Salih Cora’yı fırsat buldukça her maçımıza bekliyoruz, belli ki ayağı uğurlu geldi.

Kendisi de şahit olduğu üzere futbola boğulan bu şehrin, şehrin yapısıyla paralellik gösteren basketbol gibi alternatif bir heyecana ve maalesef kirlenen futbolda göremediğimiz basketbol kültürüne ihtiyacı var.