FARKLI GALATASARAY MAĞLUBİYETİ 

Spor Toto Basketbol Ligi ilk devre ilk maçında Galatasaray’a 22 sayı farkla (55-80) mağlup olan Trabzonspor MP, ikinci devre ilk maçında da rakibine 19 sayı farkla (85-66) mağlup oldu.

Markovic’in ana sistemi olan oyun kurucumuz Kitchen ve skor opsiyonumuz Hardy üzerine Ergin Ataman’ın kurduğu savunma tuzağı maçın özetidir.

Trabzonlu Göksenin’in Kitchen’e baskısı ile oyun kuramadık. Sinan ve Micov’ın Thomposon’ı es geçerek Hardy’e baskısı ile de skor üretemedik. Ve Markovic, geleceği belli olan bu baskıya çözüm üretemedi.

İlk devre mağlup olduğumuzda kadroda Odom ve Kinsey vardı, 22 sayı farkla yenildik.

Markovic, sistemine uymayan Odom ve Kinsey’i istemeyip sistemine uyan Kitchen ve Thompson’ı aldırdı, ikinci devre 19 sayı farkla yenildik!

Bir anlamda koçun, Tonya’nın en yüksek köyündeki bir ninenin dahi bildiği belli set ve kişilere bağlı meşhur sistemi de bu şekilde çökmüş oldu!

Demek ki sorun Odom ve Kinsey’de değil, başka yerdeymiş.

KARŞIYAKA HEZİMETİ 

Eurocup K Grubu’nda evimizde ağırladığımız ve gruptan çıkma adına oldukça kritik öneme sahip maçta Pınar Karşıyaka’ya 43-76 mağlup olarak basketbol tarihimizin en ağır yenilgisini aldık.

Üstelik tam 33 sayı farkla. Ve ilk devre skoru sayılabilecek “43” gibi komik bir skorda kalarak aldık bu mağlubiyeti.

Yetmedi, bu mağlubiyet sonrası haftaya oynayacağımız rakip Trento’da Emilia’yı mağlup edince Eurocup’tan elendik!

Maça dönecek olursak; Karşıyaka ile öyle bir maç oynadık ki bu maçın analizini bırakın biz, Mala ve Markovic dahil hiçbir teknik adamın yapması mümkün değil. Yapamıyor da zaten. E bizim de yorumlamamızın bir anlamı yok.

Haliyle böyle bir hezimet sonrası geriye 2 seçenek kalıyor..
1-Oyuncular paralarını alamıyor.
2-Koç takım üzerindeki etkisini kaybetmiş.
Birinci seçenek uymaz. Çünkü ligde ödemesi düzgün yapılan ve maddi problemi olmayan nadir kulüplerden biriyiz.
Geriye ikinci seçenek kalıyor.
Eğer varsa üçüncü seçenek, ben bulamadım. Bulan varsa söylesin.

TARAFTARA YAZIK 

Futbol takımımız bir gün önce Akhisar’a elenip hedefsiz kalınca taraftar da “Umut basketbolda” diyerek Hayri Gür’e akın edip tribünleri doldurdu.

Tahminen 5 binden fazla taraftarın önünde oynanan Karşıyaka maçında takımın parkeye karakterini koyması beklenirken, tam tersi bir durumla tarihin en ağır hezimetini yaşayarak daha 3. periyot başında salon boşaldı.

Salonu dolduran o taraftar kitlesini oluşturmak yıllarımızı aldı ve arkasında inanılmaz bir emek vardır. Eğer ki önlem alınmaz ise, basketbola çekmek için yıllarımızı verdiğimiz o taraftar topluluğunu bir anda kaybedebiliriz!

HEDEFLERE UYMUYOR 

Eurochallenge’de final oynamasına rağmen sezona oldukça kötü başlayan Markovic’in daha ilk haftalarda istifası isteniyordu. Biz ise o dönemde gerekçelerimizi sıralayarak arkasında durmamız gerektiğini belirtmiş ve koça gelen bu eleştirilere set olmuştuk.

Dışarıda pek paylaşmasam da, bilenler ve bilmesi gerekenler bilir. Ne zaman ki koç Kinsey, Odom ve hatta Kulig’i istemediğini öğrendiğimde, koçun takım üzerindeki hakimiyetini kaybettiğini belirterek; değişimin oyuncularda değil, koç pozisyonunda olması gerektiğini belirtmiştim.

Çünkü koç üst düzey takım değil, kendi kumanda edebileceği bir takım istiyordu. Ancak Trabzonspor ise sıradan değil, artık hedefleri üst düzey olan/olması gereken bir kulüp.

Bir başka deyişle TS Basket; bünyesinden TS Başkanı çıkarıp, belki de mevcut Başkanının da gelecekte TS Başkan adayı olacağı, ligde maddi problem yaşayan bir çok kulübün tam tersi artık maddi problemi de olmayıp paraları tıkır tıkır ödeyen üst düzey bir kulüp.

Bu pencereden baktığımızda nasıl ki Kinsey, Odom ve Kulig koçun sistemine uymuyordu, artık Markovic’de Trabzonspor’un hedeflerine uymuyor!

ÇÖKÜŞÜN ÖZETİ; 

Kuzey TV’de yaptığım Pota Arkası programımda maç özetlerini video olarak gösteririz… Karşıyaka maçında ise Anadolu Ajansının objektiflerine yukarıdaki fotoğraf yansıdı.

Bu fotoğraf bir anlamda geçtiğimiz sezon Eurochallenge’de final oynayan koçun çöküşünü ifade ederken, bu haftaki gazete köşemizin de maç özeti oldu.  

Acı ama, yönetim arkasında dursa dahi bu fotoğrafı veren Markovic’in yapması gereken tek şey; “Çıtanın yükseldiği yeni sezonda elime her türlü imkân verilmesine rağmen takımıma hakim olamayıp camianın beklentilerini karşılayamadım.” diyerek onurlu bir şekilde gereğini yapmaktır.

HEDEF ŞAŞTI 

Çıtanın yükseldiği yeni sezon için kurulan iddialı kadro ve devamında yapılan oyuncu değişimlerinin ana hedefi elbette ki başarıdır..

Geçtiğimiz sezonu Eurochallenge’de final oynamış, üstelik başkan ve yönetimin tüm isteklerini yerine getirmiş bir ekip için “Hedef ve Başarı” diyebileceğimiz kriter; Eurocup’ta Top 16, devamında da “Eğer olursa” çeyrek final olmalıydı. Olmadı ve elendik.

Bu takım bu kadro yapısı ile Fenerbahçe, Anadolu Efes ve Galatasaray gibi takımlarla şampiyonluk mücadelesi veremeyeceğine göre, olması gereken en önemli hedefte havlu attık.

USTA’CA TESPİT 

Geçtiğimiz günlerde ulusal bir kanala konuk olan Başkan Muharrem Usta, program esnasında futbol ve basketbolu karşılaştırarak, “Futbol düşüşte, basketbol yükselişte.” diyerek doğru bir tespit yaptı.

Futbolda şike süreci ve devamında yaşananlar, basketbolda ise kalitenin artması  sonucu ülke genelinde gelen başarı gibi etkenleri yan yana koyduğumuzda Usta’nın aynı programda yapmış olduğu “Futbol düşüşte, basketbol yükselişte.” tespiti “cuk” diye oturan bir tespit.

Bu tespiti sıradan bir Muharrem Usta yapmış olsaydı belki çok bir önemi olmayacaktı ancak Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta’nın yapması oldukça önemli.

Üstelik Aziz Yıldırım’ın “Basketbol bize külfet/kambur.” dediği bir haftada bu tespitin yapılmış olması “Basketbol” adına daha da değerli.

GELİŞİM TAKIMIMIZ

Son yazımızda Sabri Aşçı'dan boşalan Trabzonspor Basketbol Kulübü Altyapı antrenörlüğüne ve sorumluluğuna Bekir Erdal Erdinç’in getirildiğini belirterek kendisine başarılar dilemiştik.

Bu hafta Hayri Gür’de EBBL’nin en güçlü ekiplerinden biri olan grup lideri Artvin Belediye ile oynanan ve 28 sayı farkla yenildiğimiz maçta hem kendisini, hem de gelişim takımımızı izleme fırsatımız oldu.

Yeni antrenörümüzün oldukça donanımlı ve konumuna hakim olduğu belli..

Takıma gelirsek, nedendir bilinmez ama çocukların özgüvenlerinde bir problem var. Tedirginler ve sorumluluk alıp şut atmaktan korkuyorlar.