• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/TrabzonBasket
  • https://www.twitter.com/TrabzonBasket
  
Üyelik Girişi
Bölümler

Kondüsyon-1

Gürbüz GÜRBÜZOĞULLARI ( Trabzonspor Basketbol A Takımı Kondisyoneri) kimdir

gurbuzogullari@trabzonbasket.com

EDİTÖR NOTU : Gürbüz GÜRBÜZOĞULLARI, kendi dalı olan "kondisyonerlik" ile ilgili bilgi ve birikimini, basketbol ve diğer amatör branşların istifade edebileceği şekilde  bizlerle paylaşacaktır.Sormak istediğiniz kendi dalıyla ilgili her türlü bilgiyi yukarıdaki e-posta adresi vasıtasıyla sorabilirsiniz.


KONDÜSYON-1  25 Kasım 2009 22:23:13

ŞAMPİYONLAR KISA VE İYİ TATİL YAPARLAR


         Bir sporcunun kondisyonel performansını etkileyen birçok faktör
vardır. Bunların başlıcaları; sporcunun yaşı, boyu, vücut yağ
oranı, kas kütle oranı, antrenman yaşı, kas sinir koordinasyonu
ve antrenman kapasitesidir.
         Sporcunun vücudundaki yağ oranına ilişkin kabul edilen normal
değerler, erkeklerde % 8 ile % 13, bayanlarda ise % 16 ile % 20
arasındadır. İnsan vücudunun erkeklerde yaklaşık % 40’ı,
bayanlarda ise % 25 - 30’u kaslardan oluşmuştur. Basketbol
oyuncularının vücut yağ kütle ağırlığı fazla olursa ağır hareket
etme, süratli olamama, yorulma ve yaralanmaya karşı çok daha
hassas olma ve sportif becerilerinde olumsuz etkilenme ortaya
çıkar. Bu olumsuzlukları kısmen kas kütle oranını artırmak
ortadan kaldıracaktır. Vücut yağ oranını normal değerlerde tutmak
veya biraz altına indirmek, kas kütle oranını da artırmak sportif
becerileri artırmanın temelini oluşturmaktadır. Bu temel amaçlara
ulaşmanın yolu antrenman ve enerji sistemlerinin kontrolünden
geçmektedir.
         Kaslarda  kasılmayı sağlayarak  kuvveti oluşturan temel enerji
maddesi ATP ( adenosin trifosfat )’ dir. Kas hücreleri bu ATP
molekülünü, kas hücreleri için direkt ve birincil enerji kaynağı
olarak kullanır. ATP’nin temel görevlerinden birincisi enerji
iletimi, ikincisi ise kaslarda gevşeme görevini üstlenmesidir.
Aldığımız gıdalardan açığa çıkan ATP üretiminin bir diğer yolu
da, aynı zamanda laktik asit sistemi olarak ta bilinen anaerobik
glikoliz yöntemidir. Glikoliz de kas glikojen ve kan glikozu (
her ikisi de karbonhidrat olarak ) ayrışarak ( ve kullanılabilir
enerjiye dönüşerek ) ATP üretimini sağlar. Bu sistem
anaerobiktir, yani oksijene ihtiyaç duymaz. Glikoliz kasın çok
yüksek bir şiddetle çalışmasını sağlarken, kas ve kan içindeki
laktik asitin ( laktat ) oluşmasına yol açar. Laktat birikimi
anaerobik glikolizi yavaşlatır ve genellikle 3 dakikalık yüksek
tempolu bir çalışma sonrasında yorgunluğun başlamasını
hızlandırır. Hücrelerden laktatın çıkartılmasını ve abzorbe
edilmesini ( emilmesini ) hızlandırmak için çalışma durdurulmalı
veya temposu azaltılmalıdır. ATP üretiminin üçüncü enerji kaynağı
aerobik sistemdir. Uzun süreli enerji sağlayan aerobik sistem,
ATP üretimi için oksijenin varolmasına dayanır. Bu iki yada üç
dakikadan daha uzun çalışmalarda devreye giren bir enerji
kaynağıdır.
         Basketbol’un yaklaşık % 20’si aerobik, % 80’i anaerobiktir.
Yüksek seviyede anaerobik uygunluk gerektiren bir oyun olduğu
yaygın olarak kabul edilmektedir.
         Bireysel bir antrenman planı hazırlanırken tüm sistemlerle ilişki
kurulmalıdır. Üç enerji sistemi de çalışmanın içerisinde
bulundurulmalı, çalışma ve dinlenme süreleri kontrol altında
tutulmalıdır. Çalışma anında birçok enerji sistemi devrede olsa
da, hareketin şiddeti, süresi ve dinlenme aralığına göre vücut
birincil enerji sistemini seçer. İhtiyaç duyduğumuz enerji
sistemi takım oyun tarzına (fastbreak, yarı - saha hücumu, full
court, man - to - man defensive, zone defense ) ve oyun süresine
bağlıdır.
         Yüklenme – dinlenme süresi, basketbol oynamak için ihtiyaç
duyulan enerji sistemini özellikle baskı altına alan bir
antrenman proğramı hazırlamada önemlidir. 20 saniyelik bir
dinlenmede, kaslarda depolanan ATP miktarının % 50’si, 60
saniyelik bir dinlenmede ise % 87’si tekrar depolanır.
          Oyuncuların, kısa süreli ( 3 dakikadan az ) yüksek tempolu bir
hareketten sonra yoğun nefes alıp vermesi oksijen borçlanması
olarak adlandırılır. Bu aerobik sistemin normale dönmek için
laktatı metabolize etme sürecidir. Oyuncuların laktat
birikiminin üst seviyelerini tolere edebilmesi, yorgunluğun
ortaya çıkmasını geciktirerek sportif beceri ve verimliliği
artıracaktır.
         Kasların üç antrenman şekli vardır.
         1.  Kuvvet geliştirmeye yönelik antrenman
         2.  Sürat geliştirmeye yönelik antrenman
         3.  Dayanıklılık geliştirmeye yönelik antrenman
         Kaslarda hangi özelliğin geliştirileceği yükleme çeşidine
bağlıdır. Kasların yüksek dirence karşı kuvveti, hafif dirence
karşı dayanıklılığı gelişir. Kuvvetin artması kas liflerinin
kalınlaşması sonucu oluşur. Lif kalınlaşması ise hareketin ve
yüklenmenin uygun ve yeterli şekilde yapılmasına bağlıdır.
Kasların gücü büyük ölçüde çaplarına bağlıdır. Normal bir kasın
her cm2’ sinin 4 – 6 kg kaldırabileceği hesaplanmaktadır. Ancak
bu elit seviyedeki sporcularda 8 – 10 kg’a kadar çıkar. Önemli
olan antrenmanlarda amaçlara göre temel ilkelerin ( çalışmaların
şiddeti, süresi, sıklığı ve dinlenme doğru uygulanmasıdır.    Kas
kalınlığının büyümesi;
         Uygun dozdaki izometrik, eksantrik ve izotonik kasılmalarla
geliştirilebilen gerilim uygulamalarına bağlıdır. Gerilim
uyaranı, büyük yüklenmelerin zorlamasıyla meydana gelen esneme
karşısındaki dirençtir. Yüklenmeler yoğunluk süre ve kapsamı
bakımından optimal bir düzeye ulaşmaları şartı ile hangi türden
olursa olsun doku ve organ büyümesi ( hipartrofi ) sağlanabilir.
Kuvvetin büyümesi bakımından olumlu sonuçlara yol açan daha başka
dış etkenler; proteinli yiyecekler, bol vitamin alınması, kuvvet
antrenmanlarından önce kasların ısıtılıp açılması örnek olarak
verilebilir. Bir kasın çapı, enine kesiti ve hacmi, yüksek
düzeyde gerilime yol açan uyarmalar verilmesi ile büyür.
Çabukluğu sağlayan uyaranlarla kasın kasılma hızı yükseltilir.
         Kuvvet antrenmanı yapılarak kasların kısa zamanda büyümeleri
sağlanabilsede antrenmana ara yada son verildiğinde bu büyüme
yine kısa zamanda kaybolur. Buna karşılık, kuvvetin büyümesine
yönelik antrenman ne kadar uzun süreli olursa, kuvvette aynı
ölçüde uzun zaman korunabilir.
         Kuvvet antrenmanına devam edilmediği taktirde, büyüyen kuvvet
yaklaşık 10 hafta kadar bir süre sonra yeniden başlangıçtaki
düzeyine düşer.
         Kasların dayanıklılığı, bir kasın yada kas grubunun uzun bir
zaman diliminde kasılarak tekrar tekrar enerji ortaya çıkarma
becerisidir. Maçın sonunda güçlü koşup, sıçrayamayan oyuncular,
büyük olasılıkla kasların dayanıksız olma sorununu yaşarlar. Bu
sorun sporcularda ( antrenman ve maçlarda ) genellikle
yaşanmaktadır. İyi bir performans için kasın dayanıklılığı ile
birlikte esnekliğide çok büyük önem taşır. Gerek savunmada
yeterince çömelmek, gerek saha uzunluğunda bir pas atmak için
oyuncuların yeterli düzeyde kas ve eklem esnekliğine sahip
olmaları gerekir. Kas ve eklemler yüksek seviyede bir basınca
maruz kaldığında, yaralanma olasılığı ve ciddiyetini esneklik
seviyeleri belirler.
         Doğru ve yeterli stretching çalışmaları, gereken esnekliği
kazandıracaktır. 10 dakikalık germe ve esnetmeler olumlu esneklik
için gereklidir. Maç ve antrenmanların öncesinde olduğu gibi,
sonrasında da uygulanan stretching kas ve eklemlerin rahatlaması
ve korunmasını sağlayacaktır.

Gürbüz GÜRBÜZOĞULLARI


Yorumlar - Yorum Yaz