• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/TrabzonBasket
  • https://www.twitter.com/TrabzonBasket
  
Üyelik Girişi
Bölümler

Murat Polat Röportajı

Murat Polat Röportajı (Eurobasket Türkiye)


  

Eurobasket Türkiye’den Uğur Türker, geçen sezonu Trabzon’da geçiren yardımcı koç Murat Polat ile geçen yılın muhasebesini yaptığı bir röportaj gerçekleştirmiş. Uğur Türker ve Eurobasket'e teşekkür ediyoruz. Ayrıca salsabasket sitesinde de yayımlanan detaylı röportajın tamamını aşağıda:

Trabzonspor Yardımcı Antrenörü Murat Polat ile birkikteyiz. Hocam öncelikle Eurobasket Türkiye olarak bizleri kırmadığınız için teşekkür ederiz,dilerseniz hemen başlayalım.

Uğur Türker : Trabzon şehrinin Türk Sporu için önemi ortada ve Hayri Gür gibi görkemli bir salon mevcut. Buna rağmen Trabzonspor yükselişinin 2. yılında TBL2’ye geri döndü. Sizce TBL2’ye düşüş hakedilmiş bir sonuç mu ?

Murat Polat: Öncelikle Trabzon’un önemi ile başlayalım, en uzak deplasman Trabzon, şehir olarak da spora son derece önem veren bir bölge, çünkü Trabzon insanının en sevdiği sosyal uğraş spor. Futbol ve Basketbol dışındaki sporlarda da yoğun bir faaliyet var. Türkiye’nin tek üstü kapanır yüzme havuzu Trabzon’da. Öbür sorun için ise cevabım net. Biz yola ligde kalmak için çıktık fakat bunu başaramadık. Bu noktada taraftarımızın geçen sezonun adını “ başarısızlık “ olarak koyması gayet normal. Buradan tekrar hem Trabzon halkından hemde Trabzonspor’a gönül vermiş taraftarlardan şahsım adına özür diliyorum. Ama biliyor ve inanıyorum ki hem Trabzonspor hemde Trabzon’un muhteşem taraftarı daha iyi sezonlara layık.

U.T : Aslında geçen yıl Trabzonspor’da Doğan Hakyemez ile başlayan bir kıvılcım vardı ama ateşe dönüşemedi ve bu yıl takım yeniden 2. Lige düştü. Siz de Yardımcı Antrenör olarak önce Tolga Öngören sonra Halil Üner ile çalıştınız. Neydi “ başarısızlığın “ temel sebepleri ?
M.P: Çok fazla etkeni olabilir başarısızlığın, ancak takımın ekonomik gücünü ve geç kurulmamızı birincil neden olarak sayabiliriz. Çünkü biz, Trabzonspor olarak TBL’de sponsorsuz oynayan tek takımdık. Bu bağlamda Trabzonlu iş adamlarının sponsor desteği sağlayarak bu takıma sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. Ancak burada başkanımız Sn. Mehmet Yiğit Alp, asbaşkanımız Sn. Levent Erkuloğlu ve yönetim kurulumuzun diğer üyelerinin maddi anlamdaki katkı ve çabalarının da hakkını vermek lazım. Takımın ligde kalması adına inanılmaz bir çaba gösterdiler. Bütün bu çabalara rağmen, Türk Basketbolunun çok önemli bir figürü vitrinden kaldırmış olduğunu görüyoruz. Çünkü TV canlı yayını olan tüm iç saha maçlarında üstün performans sergiledi Trabzonspor. Bu bağlamda yayıncı kuruluşun Canlı Yayın seçimi konusunda da sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. Sadece Anadolu Efes, Fenerbahçe Ülker, Galatasaray Medical Park, Beşiktaş Milangaz ve bazı Banvit maçları canlı yayınlanıyor TV’de. Çok amacı olmayan maçlar yerine, küme düşme hattındaki yada play-off mücadelesi maçları gibi çekişmeli geçecek ve sıralama açısından önemi yüksek olan maçlar yayınlanabilir.

U.T: İstatistiklere baktığımız zaman Trabzonspor’da yabancı ağırlıklı bir kadro çarpıyor gözümüze. Kadroda bulunan yerli oyuncular 1.Lig’de tutunabilecek izlenimi yaratmadı ve başarızlığın temel nedeni olarak bu tek taraflı kadro gösterildi. Yabancılar arasından ise Jonathan Gibson, Elton Brown gibi parlayan oyuncularınız oldu. Elton Brown hakkında ne düşüyorsunuz keza iyi teklifler aldığı konuşuluyor ?
M.P: Türk oyuncularımızdan istediğimiz verimi alamadığımız bir gerçek, bunu istatistikler de gösteriyor zaten. Ancak biz transfere başladığımızda Türk oyuncu anlamında çok fazla opsiyonumuz yoktu. Yabancı oyuncu konusunda ise ilk tercihlerimiz olmadı ve biz de bütçemize en uygun oyuncuları tercih ettik. Sonradan Halil hocam ile birlikte birkaç katılım oldu. Elton Brown ise süper bir sezon geçirdi. Bir kere çok dominant bir oyuncu, eğer siz ona takımın mental liderliğini bırakabilirseniz,bu sezon olduğu gibi, çok üst düzey performanslar sergileyebileceği sezonlar geçireceğine olan inancım sonsuz.

U.T: Çok tartışmalı bir Bandırma Kırmızı maçı var çalınan çalınmayan düdükler, teknik fauller ve tartışmalar arasında kaybedildi. O maçı düştüğünüz maç diye adlandırabilirmiyiz?
M.P: Tam olarak değil. Bunun yanında stresli ortamı kaldıramadığımız bir gerçek, özellikle yerli rotasyonda. Bir gün önce Olin Edirne kaybetmişti ve eğer biz Bandırma Kırmızı maçını kazansaydık puan eşitliği olacak ve biz Olin’in üzerine çıkıp stresi son iki hafta onların sırtına atacaktık. Maç da bu bağlamda stresli bir ortamda oynandı. Halil hocam ve tüm ekip olarak oyuncularımızın stresini azaltmak yönünde çalışmalarda bulunduk ama kaybettiğimize göre tam olarak başarılı olamamışız demek ki. Tabii buradan Bandırma Kırmızı’yı da tebrik ediyorum, bizim maç dışında kaybettikleri maçlarda dahi çok genç bir kadroyla özellikle sezonun sonunu müthiş oynadılar.

U.T: Teknik Fauller ?
M.P: Öncelikle ilk çalınan ( Halil Üner ) teknik faulün kesinlikle yanlış olduğunu düşünüyorum. Ben pozisyona çok yakındım ve Hocam’ın teması kesinlikle olmadı İbrahim’e. Maçın hakemi ya görüş açısı iyi olmadığı için yada başka bir sebepten hatalı bir karar verdi. İkinci pozisyonda ise son saniyelerde maç topu atıyorduk ve Elton Brown’a pota altında yapılan müdahalenin açık bir faul olduğunu düşünüyorum. Hakemler hem bunu görmedi hem de pozisyonun devamında orta sahada süreyi durdurmak için yaptığımız faulü çalmadı. Atmosferin bu denli yüksek olduğu bir ortamda ise Halil Hocam’ın o itirazı yapması gayet normal. Tekrar ediyorum, Bandırma Kırmızı maçı normal sezonda kaybedilebilecek sıradan bir maçtı, ama hakemlerin maç boyunca sertliğe göz yummaları irdelenmesi gereken konudur bence. Aynı sahada oynanan bir Banvit maçı da var, çok net bir ihlal görülmedi maçın son saniyelerinde ve üzerine alakasız bir faul çalındı. Ben tüm bunları sadece hakem hatası olarak değerlendirmiyorum. Çünkü hakemler de insan ve saha dışı olaylardan etkilenmemeleri gibi bir durum söz konusu olamaz. Fakat Banvit maçında yaşanan olay çok net bir ihlal, hakemin taktir hakkını kullanması gibi bir durum söz konusu değil. Bu açıdan Bandırma Kırmızı maçında yaşananları bir açıdan mazur görebiliriz. Fenerbahçe maçında yaşananlar ise insanı başka şekilde düşünmeye itiyor. Oyuna girmiş, basket olmuş pozisyonu durdurup rakibe mola kullandırıldı. Genel olarak bu sezon hakemlerimizin performanslarında büyük bir düşüş olduğunu düşünüyorum. Bütün bunları göz önüne aldığımızda, bir takımın emeğinin 2-3 düdükle belirlenmesi de işimizin ne kadar acımasız olabildiğini gösteriyor.

U.T: Bir eleştirim olacak bu noktada. Hakem hataları konusunda haklılığınıza hak vererek. GS – Antalya maçının ardından sert bir bildiri yayınlandı. Trabzonspor çok fazla reaksiyon göstermedi mi bu olaylara ? Soruyorum çünkü “ saha içi “ ikinci plana itildi gibi göründü.
M.P: Ben abartıldığı kadar büyük bir reaksiyon gösterildiğini düşünmüyorum, çünkü ardından İzmir’de oynanan Pınar Karşıyaka – Olin Edirne maçı var. Pınar Karşıyaka maçtan sonra “ özür açıklaması “ yaptı maçta kötü performans sergiledikleri için. Bu açıklamadan sonra Trabzon’da herkes aynı soruyu sordu : “Kimse onlardan özür beklemedi ki, neden bu açıklama?” . Diğer yandan ise düşme-kalma mücadelesi verilen zamanlarda, anormal sonuçlara reaksiyon vermek son derece normal. Saha içi eleştirisine gelirsek, biz tüm maçlara aynı ciddiyette hazırlandık ve elimizden gelenden daha fazla mücadele etmeye çalıştık. Oyuncularımızı mental olarak maça hazırlama konusunda tüm maçlar için insanüstü gayret sarfettik çünkü tüm maçlar bizim için hedef maç olarak oynandı. Beklenmedik noktada alınacak bir galibiyet bütün kaderimizi değiştirebilirdi. Bu anlamda Elton Brown’ın yaşadığı yükselişin arkasında, mental olarak sürekli desteklenmesinin de payını yadsımamak gerek. Ben de kişisel olarak bu sezonu birlikte geçirdiğim iki değerli antrenörden de çok şeyler öğrendim.

U.T: Gelecek sezon için Trabzonspor kadrosunda yer alacak mısınız ? Size Başantrenörlük teklifi gelirse kalmayı tercih edermisiniz ?
M.P: Şu an için böyle bir teklif yok. Gelecek sezon için kulübün durumu da henüz net değil. Fakat şunu belirteyim, gönlüm hala Trabzonspor’dan yana çünkü orada kurduğum çok samimi ve güçlü arkadaşlıklarım oldu. Fakat şu aşamada gelecek seneyi konuşmak afaki olur.

U.T: İzin verirseniz size bazı isimler okuyacağım, ilk gelen çağrışımı söylemenizi istiyorum.
Elton Brown – Şahsına münhasır
Mark Salyers – Geçmişini arayan oyuncu
Halil Üner – Hünerli ve çok özel bir insan.

U.T: Tekrar altyapı organizasyonlarına dönersek,Trabzonspor ‘un altyapı çalışmaları nasıl ilerliyor ?
M.P: Alt yapı organizasyonu düzenli işliyor ve elde edilen başarılar dışında A takıma aday oyuncularda var. Mesele bu işlere kaynak ayırmak ve gönül vermek. Tabi bu sorunlar tüm Türkiye için geçerli. Öte yandan para, sivrilen oyuncuları kadroda tutmak noktasında da etkili. Burada Anadolu Efes, Fenerbahçe Ülker, Banvit gibi takımların altyapılarını örnek almak faydalı olabilir.

U.T: Türkiye’de basketbol altyapılarının arzu edilen seviyeleri gelmesi için birincil öncelikli konu nedir ?
M.P: Şu anda saygıyla önünde eğildiğimiz tüm oyuncuların altyapı antrenörleri tarafından eğitilerek buralara geldikleri gerçeğinden yola çıkarsak, öncelik Antrenörlerin özlük haklarının verilmesi diye düşünüyorum. Alt yapı antrenörlerinin de tıpkı 1. ve 2. liglerde çalışan antrenörler gibi kontrat altında emek vermeleri ve özlük haklarına sahip olmaları gerek. Kısacası, antrenörlerin verdikleri emek karşılığında evlerine ekmek götürdükleri kulüp yöneticileri tarafından iyice anlaşılarak bu duruma saygı gösterilmesi gerekir. Federasyona da bu noktada karar alma ve takip etme konusunda sorumluluk düşüyor.

Hocam Eurobasket’i tercih ettiğiniz ve verdiğiniz samimi cevaplar için çok teşekkür ederim.Kariyerinizin bundan sonrası içinde başarılarınızın artması dileğiyle..

TrabzonBasket.Com



Yorumlar - Yorum Yaz