• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/TrabzonBasket
  • https://www.twitter.com/TrabzonBasket
  
Üyelik Girişi
Bölümler

Erdoğan Ökten
eokten@trabzonbasket.com
Yasakların gölgesinde
13/11/2010

  

Erdoğan Ökten ( CV )   eokten@trabzonbasket.com


Yasakların gölgesinde

Basketbolun kitlelere yayılması yerine kasıtlı olarak boş koltuklara maç oynatılması sanırım sadece ülkemize has bir durum.Bunun son örneğini Fenerbahçe Ülker - Trabzonspor maçında gördük.İstanbul İl Spor Güvenlik Kurulu, üç İstanbul takımının aralarında  oynayacakları maçlara deplasman takımı seyircisinin alınmamasıyla ilgili uygulamasına Trabzonspor’u da dahil etti. Böylece hem İstanbul hem de Trabzon’da rakip takım seyircisi tribünde olamayacak. Bu kararın basketbola verdiği zarar bir yana Beko Basketbol Liginde ilk sezonunu yaşayan Trabzonspor’un  hangi gerekçe ile bu yasağın içine dahil edildiği anlaşılır bir durum değil. Boş tribünleri basketbolumuzun en büyük sorunlarından birisi olarak değerlendiren ve bunu her fırsatta dile getiren ülkemiz basketbol yetkililerinin bu yasak karşısında üç maymunu oynayacak olmasının ise nedense bizi şaşırtacağını  sanmıyorum.

Yasağın gölgesinde Sinan Erdem spor salonun yolunu tutuğumuzda etrafta Barcelona ve Siena gibi iki önemli takımı devirmiş bir takımın maçından çok uzak bir hava vardı. Salonun
dışında ki heyecan eksikliği içeriye de yansımıştı.Tezahürat yapması için salona alınan bir grup genç dışında yaklaşık bin-bin beşyüz civarında, tiyatro seyircisini aratmayacak bir kitle vardı içeride.Yaklaşık 15 bin koltuk ise salona alınmayan sahiplerinin yokluğunda mahzun gözlerle maçı izlemek zorunda kaldı.

Parke üzerine geldiğimizde ise Fenerbahçe Ülker 2. periyodun son beş dakikalık bölümü dışında derin kadrosunun da avantajını kullanarak maçı rahat kazandı. Trabzonspor’da Obasohan’ın yokluğunda skor yükü yine Ali Karadeniz’in üzerindeydi. Öyle ki ilk çeyrekte atılan 14 sayıdan sadece ikisinin altında onun imzası yoktu. İkinci çeyrekte ise Rasiç ve Jamison’un skora katkısına özellikle son beş dakikalık kısım da rakibe çember göstermeyen etkili alan savunması eklenince soyunma odasına sadece 3 sayılık dezavantajla ve umutlu gitti Trabzonspor. İlk yarının en dikkati çeken yönlerinden bir tanesi ise Fenerbahçe Ülker’in 4.takım faulünü 15.dakikada almış olmasıydı.

İkinci yarıya ev sahibi ekip hızlı başladı.Özellikle bire bir savunmada sürekli yenilen Trabzonspor savunması içeriye devrilen uzunlara da önlem alamayınca potasında kolay basketler gördü.Buna box out yapılmaması nedeniyle rakip kısalara verilen ribauntlar ve ekstra hücum şanları da eklenince fark yeniden çift hanelere çıktı.Kötü savunmanın yanında düzensiz ve acele hücumlar, 8 ve 5 saniye ihlalleri başta olmak üzere yapılan kolay top kayıpları nedeniyle 3. çeyreğin bitimine 5.30 kala Trabzonspor’un hanesine sadece 2 sayı yazdırabilmesi maçın sonu hakkında öngörüde bulunmamızı da kolaylaştırdı.

Son çeyrekte, Ali ve Rasiç’in aldıkları uzun sürelerin de etkisiyle yorulması ve maçtan düşmesi  neticesinde fark giderek açıldı ve  maç Fenerbahçe Ülker’in galibiyeti ile sonuçlandı. Özellikle takım savunmasındaki ciddi eksikliler, hücumda yapılan top kayıpları ve top kullanma konusundaki opsiyon azlığı Trabzonspor adına mağlubiyeti getiren başlıca faktörler oldu. Hem Rasiç hem de Snow’un sahada olduğu zamanlarda Hakan Yapar’ın 4-5 kez yarı sahaya top getirmeye çalışması takım düzeni ve organizasyon açısından yaşanan eksiklikler konusunda ipucu vermeye yetiyor bize. Bu tür bir oyun tarzı ile Fenerbahçe Ülker gibi bir takım karşısında maça ortak olma şansı yakalamak bile mucizeden öteye geçmez.

Türk statüsünde oynayan Ali dışında yerli oyuncuların, özellikle hücumda, maça katkısının bu kadar sınırlı olduğu ve son çeyreğin ortalarında farkın 20 sayı üzerine çıktığı bir maçta  İsmet ve Kamer gibi iki genç oyuncunun dakika alması Trabzonspor taraftarı için belki bir teselli olabilirdi ama bu beklenti de gerçekleşmedi.

Bir paragrafta hakem üçlüsü için açalım.Skoru düdüklere bağlamak çok anlamsız ve yanlış olur. Ancak iki takımın kadrosu arasında derin bir fark varken buna  bir de iki çember altında standardı olmayan düdükler eklenince Trabzonspor’un çok da yüksek olmayan gardı kolay düştü ve maça ortak olma şansını yakalayamadı Özellikle bazı faul düdüklerinde  “yıldız oyuncu” ayrıcalığının uygulandığını gördük. Trabzonspor çember altında çalınan kolay fauller ise rakip pota altında Ali Karadeniz’e yapılan temaslarda çalınmadı. Bir takımın normalde bir çeyreğin ortasında oldurduğu 4 faul limitini Fenerbahçe Ülker’in 1.5 periyotta doldurması ise maç içinde hakemlere serzenişte bulunan koç Yakan’ın pek de haksız olmadığını gösteriyor sanırım.



1822 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Hakemler.     15/11/2010 20:19

Bir Trabzonspor taraftarı ve basketbolsever olarak Fenerbahçe maçında hakemlerin tarafsız maç yönettiklerine beni kimse inandıramaz. Hakemler kesinlikle tarafsız değiller. Bunu herkes görüp bilmesine rağmen kimse önlem almıyor. Çünkü işlerine gelmiyor. Fakat spor bu şekilde asla gelişemez. Hakemlerimiz Avrupa ve Dünya şampiyonalarında neden sıklıkla maç yönetemediklerini çok iyi biliyorlar. Çünkü tarafsız değiller ve avrupalı gözlemcilerde asla cahil değil. Futbolda gördük, bu sezon hakemlerimzi daha objektif maç yönetmeye başladılar ve Avrupada maçlara çıkmaya başladılar. Hakemlerimiz daha objektif maç yönetmeye başlayınca futbol liginde ilk 4 sıarada Fenerbahçe, Glatasaray ve Beşiktaş yok. İstanbul takımlarının çöküşü asla değil, reel futbolun gereği sadece.
L KETEN

Yazarın diğer yazıları

Defans…Defans… - 22/11/2010
Aynı ligde olmasına rağmen ayrı kulvarlarda ve farklı amaçlar için mücadele eden iki takımın karşılaşmasında Trabzonspor güçlü rakibine farklı yenilmekten kurtulamadı.
Yakışıklı Basketbol - 15/10/2010
Geçtiğimiz hafta oynanan Türkiye Kupası grup eleme maçları neticesinde Trabzonspor zor da olsa çeyrek finale kalmayı başardı.
Hedefler ve Trabzon basketbolu üzerine - 30/09/2010
Hedefler ve Trabzon basketbolu üzerine