• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/TrabzonBasket
  • https://www.twitter.com/TrabzonBasket
  
Üyelik Girişi
Bölümler

Trabzon Basketbolunun Geleceği-(1-2-3)

alkan@trabzonbasket.com


 Trabzon basketbolunun geleceği-1 17 Şubat 2010 21:17:59


Son yazımda Trabzon basketbolunun gelişimi açısından en önemli konunun tesisleşme olduğunu belirterek bu yazımda konuyu ele alacağımı belirtmiştim.
Tesisleşme, Basketbol hamlesi ve yatırımlarının sadece bir ayağıdır.
Bu işi ciddi anlamda yapan kulüplerin nasıl ki antrenman salonları, kondisyon salonları, sporcularının gerektiğinde yatıp kalkacakları ve sosyal yaşamlarını idame ettirecekleri komple tesisleri var, Trabzonsor ismini taşıyan bu oluşumun da bu kriterleri en ince ayrıntısına kadar düşünüp hayata geçirmesi gerekir.
Gerekir de, ne durumdayız acaba ?
Kulüp kiralık bir binada.Antrenman salonu ve maç salonu tüm salon sporlarıyla uğraşan kulüplerin ortak kullanımında ve antrenman saati için neredeyse bir birlerini boğazlayacak durumdalar.Ağırlık ve kondisyon salonu olmadığı gibi sporcularımızın ve teknik heyetimizin dinlenip zaman geçirebilecekleri bir mekanları da yok.
Bir Pamukspor’un tesislerini, bir Final Koleji’nin, Hacettepe’nin basketbol ve amatör branşlara yaptıkları yatırımları görünce açıkçası imreniyoruz.
Transfer etmek için teklif götürdüğümüz basketbolcular, Trabzon’a Trabzonspor markası varolduğu için heyecanla geliyorlar.Geliyorlar ama geldiklerinde kafalarında oluşan Trabzonspor imajı bu olumsuzluklar karşısında bir anda yokolup gidiyor.Bu olumsuzluk ise doğal olarak sahaya ve saha sonuçlarına yansıdığı gibi, birbirleriyle et ve tırnak gibi olan ülke basketbol camiasında da bize karşı negatif bir düşünce ortaya çıkmasına sebep oluyor.
Yabancı oyuncular için ise durum çok daha vahim durumda.Son örneği Eddy, dodo gelmeden önceki gittikçe düşen performansı ve parkede neredeyse uyurgezer görüntüsü.
Sıfırdan bir bina inşa etmeye çalışırken ne gibi hamleler yapılmış ve hangi projeler üretilmiş diye baktığımızda ise devletin pelitlide yaptığı spor salonunu saymazsak maalesef kocaman bir sıfırla karşı karşıyayız.
Basketbol sevda işidir, basketbol gönül işidir.Basketbolun içinden gelmeyen insanların bu işe yatırım yapması oldukça zordur.Saner Ayar eğer basketbolun içinden gelmeyen biri olsaydı biz bugün basketbolu ileri derecede hedeflerle konuşuyor olmazdık.
Saner Ayar’ı da bugün yok saydığımız Trabzon basketbolu ortaya çıkarmış ve bugün basketbol sevgisiyle kendi memleketine katkı yapmaya başlamıştır.Bunun devamı da gerek altyapı hamlesi olarak gerekse de tesisleşme hamleleri olarak muhakkak gelmelidir.
Peki nasıl ?
Saner bey gibi jenerasyonların altyapılardan çıkıp ilerde Trabzon basketboluna hizmet edebilmesi için uzun vadeli master planlarının yapılıp, mevcut bütçelerden altyapılara bütçe ayrılarak geleceğimiz olan çocuklarımıza yatırım yapılması lazım.Bunlar yapılmadığı müddetçe euroligde oynasanız dahi yarını garanti edemezsiniz.
Mevcut yapılanmada bu mümkünmü derseniz, mümkün değil.Bugün Saner Ayar ve Celil Hekimoğlu bu işten elini çeksin arkasından tüm sistem çöker.Sistemin çökmeden devam edebilmesi için Trabzonspor bu işe kesinlikle sahip çıkmalıdır.
Trabzonspor’la ilgili bölüm ve derinlemesine analizi yazımın devamında paylaşacağım.


Trabzon basketbolunun geleceği-2 23 Şubat 2010 15:48:56


Yazımın 1.bölümünde basketbolumuzun gelişimi açısından en önemli konunun tesisleşme olduğunu belirterek, sistemin çökmeden devam edebilmesi için Trabzonspor kulübünün basketbolu sahiplenmesi gerektiğini belirtmiştik.Devam edelim.
Basketbol kulübü özellikle bu yıl yaptığı ciddi yatırımları tamamen sponsorlar ve kendi bireysel çabalarıyla gerçekleştirdi.Ciddi bir takım oluşturuldu, başında B milli takım hocası, organizasyonun başına ise duayen Dodo getirildi.Yetmedi NBA patentli oyuncu transfer edildi.Bunları, BBL hedefinde sapma olmaması için Trabzonspor taraftarının ve camiasının basketbolu sahiplenmesinden aldıkları güç ve heyecanla yaptılar.
Bölgeselde mücadele ederken basketbolu iş olsun diye takip eden insanlar, Saner bey ve ekibinin yaptığı ciddi hamlelerle gözünü basketbola çevirmişlerdir.Popüleritesi artan bu spor dalı, aileler ve gençlerimiz tarafından altyapılara ve spor okullarına yoğun ilgi olarak meyvesini veriyor.
Bu gençlerimizin tek hedefi vardır.Bir gün bordo-mavi formayı sırtına geçirebilmek.Hayallerini süsleyen bu forma için var güçleriyle çalışıyorlar ama bir yere kadar.Neden ? Çünkü, mevcut şartlarda genç takım seviyesinden sonra ilerisi yok !
Bu gençlerimizin önünü açmanın birinci yolu, iki kulüp arasında ciddi işbirliği mekanizmasının oluşturulması.İkinci yolu, Doğan Hakyemez’in de dediği gibi hem kendi gençlerimiz, hemde dışarıdan getirip A takım potansıyeli bulunan gençleri yetiştirebilmek için bir pilot takımın devreye girmesi olacaktır.Sistemin devamının sağlanabilmesinin en önemli unsuru ise; daha önce kovdukları Haluk Ulusoy tesislerinde, basketbolcularımız ve basketbol kulübünün de kullanabileceği şekilde bir düzenlemeye gitmektir.
Ancak günümüzde Trabzonspor kulübünün basketbol şubesine bakış açısı ”Bize dokunmasınlar, bizden para istemesinler de ne yaparlarsa yapsınlar” mantığından başka da bir şey değil.Öyle olmasaydı, Trabzonspor gibi büyük bir kulüp, bugün basketbol camiasının en saygın ve aynı zamanda B milli takım hocası olan Alaeddin Yakan’ın kullanımına sunulan aracını elinden alacak kadar küçük düşünmezdi.
Laf açılmışken, lütfen hocamızın aracını iade ederek ciddi bir yanlıştan dönün.
Aslında Trabzonspor kulübünün basketbola negatif bakışının sebeplerinide iyi analiz etmek lazım.Trabzon basketbolunun geçmişini yok sayar, kendi insanına, kendi geleceğin olan çocuklarını görmezden gelirsen, kendi geçmişini sahiplenen Trabzonspor kulübü de bu oluşuma mesafeli duracaktır.(Bu kısmı yazımın son bölümünde ele alacağım.)
Trabzonspor’un isim hakkı dışında içerisinde olmadığı bir sistemin avrupada başarı gelse dahi uzun vadede yaşaması mümkün olmadığı gibi, basketbol camiasında mevcut yapılanmamız gibi parlayan ve bugün esamesi okunmayan örnekler bi dolu mevcuttur.Mevcut sisteminde bu örnekler gibi tarihin tozlu raflarında yerini almaması için kesinlikle Trabzonspor kulübünün basketbolu sahiplenmesi lazım.
Bu şehir basketbolu sevmiş ve sahiplenmiştir.Basketbolda gelen başarılar ve heyecanlar, futbol kulübü üzerindeki baskıyı da kısmen hafifleteceği gibi, kendi kültür yapısıyla tribünlerinde olumlu yönde değişimine sebep olacak, kısaca Trabzonspor’a nefes aldıracaktır.Bunu görebilmek için uzman olmaya da gerek yok.
Bu şehirde futbol aşığı insanlar her ne kadar çoğunlukta olsa da, basketbol aşığı ve basketbolu seven insan sayısı da azımsanmayacak derecede fazladır.Benim kulübüm Trabzonspor ise eğer, basketbola da yatırım yapmalı, voleybola da yatırım yapmalıdır.
Yok tersi olup göstermelik destek olunacaksa; Sadri bey’in Dodo transferinde, “basketbolun arkasındayım” mesajı, maalesef gazete köşelerini süslemekten öteye gitmez.
Yazımın 3.ve son bölümünde sayın Doğan Hakyemez’in basın toplantısında “hemen kollarımızı sıvayacağız” dediği altyapıya yer verip, basketbol kulübünün mevcut durumunu ve geleceğimize olan bakış açısını değerlendirip seriyi tamamlayacağım.


Trabzon Basketbolunun Geleceği-3 25 Şubat 2010 10:24:03


Amatör branşlara yatırım yapan kulüpleri incelediğimizde; altyapıları sağlam olan ve  Banvit örneğinde olduğu gibi sürekli kendi geleceği olan gençlere yatırım yapanların ayakta kalarak başarıyı yakaladıklarını rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz.
Karadeniz insanının tipik özelliği olan mücadele ve inatçılığı, basketbol gibi güce ve sertliğe dayalı olan spor dalına oldukça yatkındır.Bölgemizin fizik yapısını incelediğimizde ise, basketbolcu diye tanımladığımız fiziki yapıya uygun gençlerimizi bulmak kolay değil ama özellikle 1, 2 ve 3 numara pozisyonlarına uygun, hırslı ve inatçı müthiş yetenekleri birazcık sabır ve altyapıya ait ciddi bir planlamayla ortaya çıkabiliriz.
Peki, mevcut basketbol kulübüne baktığımız zaman altyapıyla ilgili profesyonel bir çalışma, istek ve yatırım planları varmı dersek kocaman bir hayırla karşı karşıyayız.
Şöyle ki ;
Alpella’nın satın alınışı sonrasında altyapıyla ilgili müthiş hayaller ortaya atılırken bir zaman sonra gördük ki, altyapı uzmanı olarak gelen insanların ve yanına aldıkları dostlarının gözü başka yerlerdeymiş! Çeşitli bahanelerle geçen yıl “seneye el atacağız” diyerek altyapı planları dondurulduğu gibi, bu yıl esamesi dahi okunmuyor.Deniliyor ki, “öncelik BBL, sonrasında altyapı”.Yani biz tersinden binayı kurmaya çalışıyoruz.
Mevcut altyapımıza baktığımız zaman ise sağolsun önceki yazımızda eleştirdiğimiz Trabzonspor kulübünü görüyoruz ; geçen yıl basketbol kulübüne ciddi anlamda maddi destek sağlayan Trabzonspor kulübü, Trabzon’da basketbolun yokolmaması için bu sene de kendi basketbol altyapısına yatırım yapıp destek olmaya devam ediyor.İl dışından getirilen oyuncuların ikame, öğrenim gibi ihtiyaçları karşılanırken, idman salonları ve spor okulları dahil yaklaşık 300’e yakın sporcunun tüm ihtiyaçları karşılanıyor.
Trabzonspor kulübünün denetiminde olan altyapımızı mevcut basketbol yönetimi birkaç kez alma girişiminde bulundu ama, mevcut basketbol yönetiminin futbol kulübüyle olan serinliği ve Trabzonspor’un denetiminde olup basketbolu var eden altyapı hocalarını istememesi dolayısıyle Trabzonspor kulübü de haklı olarak buna sıcak bakmadı.
Velhasıl karşımızda altyapısız bir basketbol kulübü, A takımsız ise Trabzonspor kulübü, aralarında ise kocaman bir Berlin duvarı var.Bundan zararı görecek olan ise, Saner Ayar gibi basketbol sevdalısı jenerasyonları yetiştiren altyapımız ve altyapıdaki geleceği olmayan çocuklarımız, yetenekli genç hocalarımız ve Trabzon basketbolu olacaktır.
Bu acayip yapılanma ve yatırımlar ise; İstanbul basketbol camiasına yol, su, elektrik olarak dönmeye devam edecektir.Nasıl olsa adamlarının adamı bi dolu basketbolcular var piyasada.Cüneyt gibi, İsmet gibi, Mehmet gibi, Tolgahan gibi kendi çocuklarımızın kendi memleketlerinde basketbol oynayıp, kendi takımlarına yürekten hizmet etme şansı yok.
3 serilik yazıdan sonra çözüm nedir derseniz, şaka gibi ama çözüm çok basit !
Çözüm; Saner bey’e bile gerek kalmadan, Celil bey ve “Altyapıyla ilgili hemen kolları sıvayacağız” diyen tecrübeli Dodo’nun, geçmişi bir kenara itip A ve altyapı hocalarıyla bir toplantı yaparak iyi niyetle geleceği planlamalarıdır.Ne kadar da zormuş değimli !
Bugüne kadar ne olduysa oldu.Hazır takımda potaya girmişken şimdi sıkıntıları aşma ve ileriye bakma zamanı.Sevgili Celil Hekimoğlu ve Dodo, tecrübenizle şu işe bir el atarak basketbolumuzun önünü açın.
Bu yapılmadığı müddetçe; ribaund, penetre gibi terimlerin yanına, kozmik oda, kediler ve fareler, derin basketbol gibi kendimize has yeni terimler eklemeye devam ederiz.

İsmail ALKAN

Bu yazılar serisi; Karadeniz Gazetesi, BMN Yazı kurulu ve  Medya bölümünde aynı anda yayınlanmıştır 
Yorumlar - Yorum Yaz