• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/TrabzonBasket
  • https://www.twitter.com/TrabzonBasket
  
Üyelik Girişi
Bölümler

Tutku Açık Röportajı



TUTKU AÇIK RÖPORTAJI... 19.12.2013 

Dile kolay; 2 lig, 4 Türkiye Kupası ve 6 da Cumhurbaşkanlığı Kupası… Bu kariyere sahip Tutku Açık, madalya arşivini Trabzonspor Medical Park forması altında genişletmek istiyor. Hayattaki en büyük prensibinin çalışmak olduğunu dile getiren ligin asist kralı, kulübün 5 sene içerisinde koyduğu şampiyonluk hedefinin öncülerinden biri olduğu için de hem heyecanlı hem de gururlu olduğunu söylüyor. Sizleri, ‘tutku’lu bir basketçinin röportajıyla baş başa bırakıyoruz…

Bu yıl ve önümüzdeki yıllar için hedef ne?
Buradaki organizasyonun en önemli özelliği 5 sene içerisinde koyulan şampiyonluk hedefi. Bir anda en uç hedeflerle yola çıkılması, bana göre hata olurdu. Her sene için takımdaki eksikler gözetilip, üzerine koyarak yola devam edeceğiz. Bu hedef ve heyecan açıkçası beni cezp etti. Öncelikli hedefimiz ligde kalıcı olmak ardından da play-off’a kalmak. Bunu adlandırmak güzel ama kendi içimde başka hedeflerim de var. Bu hedef de daha yukarıları. Kolay mı? Değil. Ligimiz bu sene çok zor. Ligdeki tüm takımlar kaliteli. Başarı için her anlamda birlik ve beraberlik şart. Tam anlamıyla takım olmayı başarırsak önemli bir eşiği aşmış oluruz. 

“Kısa sürede büyük başarılar gelmez” diyorsun… Yapılanmayla ilgili düşüncelerini biraz açar mısın?

Öncelikle şunu söyleyeyim: Burada, hedefli ve heyecanlı insanların arasında olmaktan ötürü çok mutluyum. Sayın Başkanımız Abiş Hopikoğlu ve Kulübümüze yeniden sponsor olan Sayın Muharrem Usta’nın da verdiği destekle birlikte güzel bir yapılanma var. Bu birlikteliği sürdürmek çok önemli. Sporda kısa süreli başarı olmaz. İstediğiniz kadar para harcayın geleceğe yönelik planız yoksa başarı gelmez. Bazı temel olguların yavaş yavaş gerçekleşeceğini öğrenmemiz lazım. Burada da geleceğe yönelik koyulmuş hedefler var. Bizler bu hedeflerin öncüsü olacağız ve daha sonra bu çıta üzerine katarak yükselecek. En sonunda da beklenen başarı gelecek. 

 Özellikle bu yıl kadroya önemli isimler transfer edildi ve beklentiler yüksek…

Bu durum, üzerimde baskı oluşturmuyor. Hedeflerin yüksek olması benim için de Trabzonspor için de çok iyi. Hayattaki en büyük prensibim çalışmak. Gerektiğinden de fazla çalışma yapıp sahada en iyisini vermek isterim. Sonu olumlu ya da olumsuz olsun, her zaman çalışmayı isterim. Bugüne kadar eğer bir şeyleri başarmışsam onu da özverili çalışmama borçluyum. Camiamız şuan emin olsun: Hedefleri tutturmak için, ben ve takım arkadaşlarım elimizden gelenin fazlasını ortaya koyacağız. 

Takımın oyun karakterini nasıl tanımlarsın?

Skor yapabilme kapasitemiz çok yüksek. Bu, işin kesin kısmı. Bazen hücum performansımız düşebilir ama şunu net olarak söyleyebilirim: İstediğimiz savunmayı sahaya yansıtabilirsek, seyircinin de desteğiyle ligde yenemeyeceğimiz takım yok. Röportajın başında da söyledim: Bu iş birlik beraberlik işi. Bu, 1 kişinin yapacağı/başarabileceği bir iş değil. Ne kadar çalışır, ne kadar tekrar yaparsak ve birlikteliğimizi ne kadar artırırsak o zaman göze hoş gelen basketbol oynayabiliriz.

Takımdaki genç oyuncuları, bir ağabeyleri olarak nasıl görüyorsun?

Bütün genç oyuncularımızı gelişmeye açıklar. Ekstra çalışıp-ki onu da yapıyorlar- buldukları süreleri iyi değerlendirmeleri lazım. Bu kulüp onlar açısından büyük bir şans. Çünkü antrenör, tüm gençlere belirli sürelerde, sahada belli sorumluluklar veriyor. Bu şansı iyi kullanmaları lazım. Oynamayan oyuncularımız var: İsmet ve Mustafa… Trabzonspor’un altyapısından yetişen iki isim… Onların da aynı şekilde, oynamasalar bile bizimle yaptıkları antrenmanlarda kendilerini geliştirme şansları çok fazla. Bunu iyi değerlendireceklerini düşünüyorum. Her zaman forma gelecekmiş gibi kendilerini hazır tutmaları lazım. 

 
Kupada son 8 takım arasına kalmayı başardık. Bunu nasıl değerlendiriyorsun?

Kupada yaptığımız çok büyük bir işti. Şuna inanıyorum: Yeterli seviyede çalışamadık. Buna rağmen kupada özverimiz, mücadelemiz ve biraz da şansın yardımıyla zorlu rakiplerin arasından sıyrılmayı başardık. Birliktelik çok önemli. Özellikle antrenmanda birliktelik çok önemli. Diğer takımlardan 20-25 gün eksiğimiz var. Basketbolun içerisinde olan insanlar bunun ne derece önemli bir eksiklik olduğu bilir. Her şeye rağmen içeride oynadığımız maçı kazanabilirdik fakat bu kazalar tüm takımların başına gelebilir. Lige kötü başladık, moralimiz bozulsa da önümüzde daha çok maçımız var ve her mağlubiyetin ardından birbirimizi yersek bu, lige iyi yansımaz. Önümüzde iyi bir çalışma fırsatımız var ve bunu iyi değerlendirip sahaya yansıtacağız.

Khalid El Amin’in sakatlığı takımı etkiledi mi?

Tabii ki etkiledi. Khalid hem çok iyi bir oyuncu hem de iyi bir insan. Khalid’le uzun süre diyebileceğimiz bir arkadaşlığımız var. Türk Telekom’da beraber oynadık, final oynadık, kupa kazandık. Çok iyi bir oyuncu. Eksikliği, hem saha içinde teknik olarak hem de saha dışında moral olarak bizi çok etkiledi. Futbolda bu tarz şeyler maalesef var. Umarım bundan sonrası için başka sakatlıklar yaşanmaz. 

Baktığın yönün tam tersi tarafına nokta paslar atıyorsun… Mesela futbolda, Ronaldinho bunu çok yapıyor. Bunun için özel çalışman oldu mu?

Basketbola başladığımdan beri bu tarz paslar atıyorum. İlkokul maçlarımın görüntüleri var elimde. Orada bile baktığım yönün tersine pas atıyordum. 

 Gizli yeteneklerin var mı?

Futbol. Çok iyi futbol oynarım. Basketbola başlamadan önce futbolcuydum. Santrfor oynuyordum. Okul takımıyla maçlarım vardı. Gol krallığım bile var. En beğendiğim golcü Tanju Çolak’tı. Chelsea’den Everton’a kiralık olarak giden Lukaku’yu da çok beğenirim.

Lakabın?

Lakabım yok.

Sence Türk Basketbolunda altyapı sıkıntısı var mı?

Var. Herkes yabancı oyuncu sayısının serbest bırakılmasını istiyor, ben tam tersini istiyorum. Bizim jenerasyon, basketbol piyasasında ortaya çıktığı zaman 2 ya da 3 yabancı vardı. Mehmet Okur, Hidayet gibi isimler hep bu zamanda çıktı. Şimdiki sistemde takımların genelde 5 yabancısı var. 1 yabancı arkadaşı da Türkleştirip oynatıyorlar, etti sana 6 yabancı. Bir takımın rotasyonu 8-9 oyuncu arasında yapılabildiği için de genç oyuncular şans bulamıyor. Bence bir takımda en fazla 3 yabancı olmalı. Yabancı oyuncu sayısını serbest bırakırsanız Türk oyuncuların şans bulma ihtimali yok. Bu da Türk Basketbolunun geleceği için tehlike.

Mâlumun; Karadeniz yaylaları dillere destandır… Yaylaya gitme fırsatın oldu mu?

Ayder’e gittik… Orası bana inanılmaz bir yer geldi. Kendi kendime, “Biz buraları neden bilmiyoruz” dedim. Oraya gidip de büyülenmeyecek insan tanımıyorum. 

Trabzon şehrini nasıl buldun? Mesela yemekler…

Trabzon’a daha önce genç takımlarda eleme maçları için gelmiştim. O zamandan bu zamana Trabzon çok değişmiş. Bence tek kelimeyle mükemmel bir yer. Karadeniz hakikaten mükemmel bir yermiş. Geç de olsa fark ettim ama en azından burada yaşama fırsatı bulduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Trabzon’un yemekleri inanılmaz lezzetli. Her şey doğal olduğu için farklı tat alıyoruz. Mesela sebzeler ve etler müthiş. Balık mevsimi de yavaş yavaş başladı. Balığın da tadına bakacağım ancak yemek konusunda burası 1 numara diyebilirim. 

Şehre çabuk uyum sağladın…

Trabzon insanı çok yardımsever. Bu durum beni çok etkiledi. Her konuda yardımcı olmaya çalışıyorlar ve oldukça da sıcakkanlılar. İstanbul’da komşu diye bir kavram yok ama burada komşuluk var. O nedenle de çok mutluyum.

A Milli Basketbol Takımımız, 2013 Avrupa Basketbol Şampiyonasında sence neden başarısız oldu?

Kadro olarak final oynayabilecek kapasitedeydik. Kötü bir turnuva geçirdik. Gerek bireysel, gerekse de takım olarak. İyi bir jenerasyonumuz vardı ve o jenerasyonu da yavaş yavaş kaybediyoruz. Artık umarım yeni jenerasyonla şampiyonalarda başarı ve istikrarı yakalarız. Çünkü Türk basketbolu yaptığı yatırımlarla oralarda olmayı hak ediyor. 

Son olarak geleceğin için konuşalım… Aktif basketbol kariyerini tamamladıktan sonra yine parkede kalmayı düşünüyor musun?

Parkede kalmayı kesinlikle istiyorum ama parkede ne şekilde kalacağıma karar vermiş değilim. Üst yapıda antrenör ya da menajer olarak mı yoksa altyapıda oyuncu yetiştirecek pozisyonda mı? Kafamdaki bu 3 seçenek arasında gidip geliyorum. Allah sakatlık vermezse oynayabildiğim kadar oynayacağım ama kariyerimi tamamladıktan sonra da basketbola hizmete devam edeceğim.

Röportaj: Sertaç Hellaç

Yorumlar - Yorum Yaz