Hakyemez'in yazısı şöyle:

Basketbolun önemli ismi, kurulması için fikir birliğine varılan ‘Kulüpler Birliği’nin beklentileri karşılaması için yapılması gereken çalışmaları anlattı, kulüplerin radikal kararlar alması gerektiğini vurguladı.

Turgay Demirel 1992’de federasyon başkanı seçildiğinden bu yana basketbolumuzun gelişmesi ve Avrupa’ya entegre olabilmesi için birçok reform gerçekleştirmişti. Sporcu sözleşmeleri, antrenörlük özlük hakları, tüm oyuncuların sosyal sigorta haklarına kavuşturulması, medikal testten geçmeleri, hakemlerin özlük hakları, televizyon anlaşmaları ve tv yayın hakları, ligimize ve Türkiye kupasına isim hakları gibi birçok tedbir alınmış ve yürürlüğe sokulmuştu. Bunları unutmak mümkün değil. Ancak günümüze gelindiğinde kulüplerimizin ihtiyaçlarımızın büyümesi ve yabancı oyuncuların transferinin sayıca artması, Avrupa’da başarılı dereceler elde edilmesi gibi faktörler kulüplerimizin maddi açıklarını üst seviyeye çıkarttı. Efes Pilsen, Fenerbahçe Ülker gibi birkaç kulüp dışında kalan takımların hayali bütçelerle başlaması ancak bu bütçelerin karşılıksız olması sonucunda antrenör ve oyuncular mağdur olmaları sonucu, basketbolumuz sorunlu hale gelmiş ve bunun sonucu kulüpler birliği ihtiyacı ortaya çıkmış gibi gözükmektedir. Geçenlerde yapılan toplantıda, kulüpler birliği kavramını ortaya koyan Sayın Aziz Yıldırım ve Adnan Polat bu birliğin oluşması ile bir güç haline gelinerek, aynı futbolda olduğu gibi TV ve sponsorluk gelirlerini de artıracaklarını ortaya koymuşlardır. Bu görüşlere katılmamak mümkün değil ancak Avrupa’dan örnek almak istediğimiz bu sistemi biraz incelediğimizde kulüpler birliğinin bulunduğu ülkelerdeki takımların sağlam kurallar ile donatılmış olduğunu görüyoruz. Bu kurallara uymayan kulüplerin ise ligden ihraç ve küme düşürme gibi sonuçlara katlandığını da gözardı etmemek lazım. Kulüpler birliğinin kurulmasının altındaki enstürmanları devreye sokamazsak, Avrupa’da örnek almak istediğimiz ülkelerin seviyesine çıkmamız mümkün değil. Bu konuda yapılması gerekenler bence aşağıdaki gibidir. 1- Kulüplerimiz bütçelerini yani antrenör ve oyuncu sözleşmelerinin toplamının karşılığında muhakkak teminat yatırmalıdır. Bunu açarsak, kulüpler sponsorlarından, TV ve lig isim hakkı, iddaa, artı seyirci hasılatı ve saha içi reklam gelirleri toplamı karşılığı bütçelerini yapmak zorundadırlar. Bunun karşılığı olan meblağ ise teminat olarak gösterilmelidir. 2- Var olan antrenör birliği daha da geliştirilip antrenör vakfı kurulmasının önü açılmalıdır. Bunu da açarsak, sezon içinde işsiz kalan veya çeşitli nedenlerle antrenörlük yapamayacak hale gelen antrenör arkadaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. 3- Bugüne kadar kurulamamış olan basketbolcular derneği ve vakfının faaliyete geçirilmesi ise, sezon içinde herhangi bir nedenle işsiz kalan ve ya çeşitli nedenler ile basketbol oynayamayacak hale gelen sporcu arkadaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamış oluruz. Yukarıda saydığım kuralları daha da artırıp kulüpler birliği kavramının altını daha da güçlü hale getirebiliriz. Böylece bu kurulun kurulması bizi Avrupa seviyesine çıkartmış olur.