Bugün yeryüzündeki insan nüfusunun neredeyse 12’de 1’inin muzdarip olduğu Diyabet, her geçen gün yaygınlaşan yapısıyla artık bir baş ağrısı kadar günlük hayatımızın bir parçası. Peki Diyabet, özellikle de Tip 1 Diyabet; profesyonel sporcuların hayatını nasıl etkiler?

Öncelikle, yaygın kanının aksine Tip 1 Diyabet, profesyonel sporculuk hayatı için engelleyici bir hastalık değil. Fakat tabii ki bir takım zorluklar getirdiği de gerçek. Daha sıkı bir diyet, günde çift rakamlı sayılara çıkan kan şekeri ölçümü, ilaçlara ve yardımcı ürünlere harcanan para... Tüm bunlar bir süre sonra sporcuyu hem mental hem de fiziksel olarak yorar. Hatta bazılarının sporu bırakmasına sebep olur.

Sirayet ettiği hayatlarda radikal değişikliklere sebep olan bir hastalık olan Diyabetin etkileri, hasta üst düzey bir sporcuysa ve bu spor da fiziksel bir sporsa katlanarak artar. Fiziksel spor yapmayan bir hastaya kıyasla çok daha sıkı bir diyete ve disipline ihtiyaç duyar.

Tip 1 Diyabet, yarattığı tüm bu zorlukların yanında, disiplinli yaşanması durumunda sporcuya ciddi avantajlar da sağlar. Beslenmesine ve sağlığına her zamankinden daha çok önem gösteren Tip 1 Diyabetli sporcuların vücut değerleri, bir sporcu için optimum değerlere yaklaşır ve rakiplerine oranla daha iyi hale gelir.

Peki bir diyabetli sporcu, egzersiz halindeyken vücudunda ne olur? Egzersiz sırasında kaslar daha fazla enerjiye ihtiyaç duyar ve dolayısıyla vücut daha fazla şeker veya glikoz salınımına girer. Diyabetli bir kişi için bunun yan etkileri vardır. Örneğin, eğer vücudun, egzersiz sırasında salınan glikozu kullanmaya yetecek kadar insülini yoksa, glikoz kanda kalır ve bu da kişinin kan şekerini yükseltir. Kandaki şekeri kullanmak için yeterli insülinin olmaması; vücüdun enerji için yağ yakmasına da neden olur. Vücut enerji için yağ yakmaya başlayınca, keton denen madde de ürer. Vücudunda yüksek oranda keton bulunan kişiler için spor ciddi problemlere sebep olabilir. Bu kişilerin spor yaşamlarına devam edip etmemeleri doktorların kararına bırakılır.

Antrenmana/Müsabakaya Başlamadan Önce Bilinmesi Gerekenler.
Antrenman ve müsabaka yönetimi, diyabetli sporcu için kilit önem taşır. Özellikle bazı sporlar, örneğin; dağcılık, dalıcılık, paraşüt gibi ani kan şekeri düşüklüğünün ciddi problemlere yol açtığı sporlarda çok dikkat edilmelidir. Kişisel tecrübelerim ve doktorlardan edindiğim bilgiler doğrultusunda şu tavsiyelerde bulunabilirim.

Egzersize veya antrenmana başlamadan önce mutlaka ölçüm yapılmalı ve kan şekeri değerlerinin optimum seviyede olmasına özen gösterilmelidir.
Doktordan mutlaka antrenman veya müsabaka sırasında alınması gereken insülin dozajınının belirlenmesi istenmeli ve buna uyulmalıdır. Eğer insilün enjekte edilecekse, ilgili sporda aktif olarak kullanılan bölgeye (örneğin basketbol oynuyorsanız kolunuza, bacaklarınıza) edilmemesinde fayda var. Çünkü bu insülinin vücut tarafından daha hızlı emilmesine sebep olacaktır.
Bir diyetisyenden veya doktorunuzda müsabaka ve antremanlar için bir beslenme programı isteyin. Maç öncesi, sırası ve sonrasındaki atıştırmalıklarınızı mutlaka önemseyin. Vücudunuzun su dengesini de en az beslenmeniz kadar önemseyin.
Diyabet çantanızı her daim yanınızda blundurun. İlaçlarınızın, diyabet alarmınızın, acil durumda aranacak kişi bilgilerinin, iğnelerinizin yer alacağı bu çanta olmadan asla ama asla antrenmana veya müsabakaya çıkmayın.
Koçunuza veya antrenörlerinize durumunuzla ilgili bilgi verin. Sadece su veya dinlenmek amacıyla değil, kan şekerinizle ilgili bir durum hissederseniz de mola verin.
Moralinizi hep yüksek tutun. Rakiplerinizden veya takım arkadaşlarınızdan çok daha zor bir mücadele verdiğin
izi her daim aklınızda tutun. Bu zorluğa rağmen spora devam ettiğiniz gerçeğini özgüveninize yansıtın.

Alper Saruhan
Trabzonspor Medicalpark
Twitter: https://twitter.com/alpersaruhan
Kaynak

Yorumlar