emre.ergenc@gmail.com twitter/jarramas

 

Zorlamamak lazım

Fikstür gereği zor bir maç trafiğine giren Trabzonspor MP, önce geçtğimiz hafta kendi evinde çok kötü bir oyun sonrası büyük hayal kırıklığı yaratan Efes yenilgisi; dün ise FB deplasmanında alınan –takım performansı açısından değilse de bireysel oyuncu performansları sebebiyle- ümit kırıcı bir yenilgi daha aldı.

FB Ülker karşısında maça oldukça motive başlayan TS MP, ilk çeyreği 20-12 önde kapattı. Hardy’nin gerek potaya penetreleri, gerekse onun şut bulması için oynanan setlerde attığı isabetli üçlükler ile etkili başladığı maçta, TS MP adına uzun rotasyonundaki sıkıntı ilk çeyrekte belli olmaya başlamıştı. Keza FB Ülker’de Veseley’in oyuna girmesiyle birlikte oyunun rengi tamamen değişti. Veseley, Semih ve Oğuz ile pota altını tamamen domine eden FBÜ, Hickman ile dış şutlar bulmaya başlayınca 2.çeyrekte TS MP’ı sahadan sildi. İkinci çeyreğin skoru 26-9 FBÜ lehine olurken, ilk yarı 38-29 sonuçlanmış oldu. İlk çeyrek FBÜ uzunları 22 sayı atarken, TS MP uzunları 11 sayı bulmuş, üstelik yediği 8 bloğa karşı hiç blok yapamamıştılar.

3.çeyrekte Ivanov ve Stipanovic’in hücumda iyi top paylaşımına ve savunmada sertliği arttırmasına, FBÜ’ün bol rotasyon sonucu hücum ritmini kaybetmesi de eklenince, TS MP oyunun içinde kaldı ve maçı son çeyreğe taşımayı başardı. Ancak 4.çeyrekte FBÜ, etkili silahlarıyla ilk 3 dakikada farkı açtı ve maçı daha o dakikada kazandı. Geri kalan 7 dakikada TS MP’ın hiçbir oyuncusu maçı hala alabileceklerine inanmıyordu. TS MP’ın en kırılgan yanlarından biri de halen bu. (Maç sonucu 67-61)

Ruhsuzca kaybedilen Efes maçından sonra dünkü FBÜ yenilgisi ve oynanan basketbol, kabul edilebilir bahanelere sahip. Önce olumlu yanlara bakarsak, FBÜ gibi üst seviye bir Eurolig takımına 24 saniyede şut şansı vermeyecek sert savunmalar yapıldı; özellikle maçın ilk ve 3.çeyreklerinde bu savunmaları görmek mümkündü. Zaten koç Markovic’in takıma kattığı en belirgin özellik buydu. Yeni transfer Ivanov da takıma biraz daha alıştı, dış şut tehdidini ve Stipanovic ile uyumunu kullandı. Nusret ve Hardy, basit top kayıplarına ve yedikleri bloklara rağmen rakip çemberi düşünmeleri, penetreleri ve hırslarıyla öne çıktılar.

Olumsuz olarak not edilecekler ise; Lawal’ın gidişiyle birlikte TS MP’ın zaten atıl durumda olan pota altı blok caydırıcılığı ve atletizm gücü büyük ölçüde bitti. TS MP bunu fiziksel temasla ve yardımlaşmalı savunma ile kapatmaya çalışsa da, iyi top paylaşan ve Vesely gibi atletik uzuna sahip FBÜ karşısında başarısız oldu. Ribaund performansında bir eksilme yok ancak FBÜ’den yenilen inanılmaz 12 bloğa karşı tek bir blok bile yapılmamış olması, TS MP adına hazin bir istatistik. Savunmada adam paylaşımında/değişimlerde çok ciddi sıkıntılar var. Maçı tekrar izleyenler Hickman’ın bulduğu üçlüklerde (3/6) kendisine en yakın elin 3 metre uzakta olduğunu görecektir. FBÜ gibi üst seviye bir Eurolig takımına bu kadar kolay şut şansı verirseniz, böyle bir takım size karşı 18 gibi yüksek bir top kaybı yapmışken siz de 18 top kaybı yaparsanız, 12 blok yerseniz maçı elbette kazanamazsınız. Tüm bunlara koç Markovic’in kötü rotasyon tercihleri de eklenince FBÜ yenilgisi kaçınılmaz oldu.

TS MP, haftaya Beşiktaş İF karşısında serinin 3. önemli maçına çıkacak Hayri Gür’de. 5 haftadır kaybeden rakibi karşısında TS MP, evinde mutlaka kazanmak zorunda. Koç Markovic, anlayamadığımız (!) ısrarından vazgeçmedi ve takım “basketbolun Drogba’sı” Gani Lawal’ı kaybetti. Şimdi de bildiğini (!) okuyor ve Velickovic, Marshal ve Bost konusunda ısrar ediyor. Bizden söylemesi, olmuyorsa zorlamamak lazım. Bağımsız ve cesur olmak lazım.