• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/TrabzonBasket
  • https://www.twitter.com/TrabzonBasket
  
Üyelik Girişi
Bölümler

Gürbüz Gürbüzoğulları
ggurbuzogullari@gmail.com
ENERJİ HAZIRLAMA MEKANİZMASI
29/09/2015
 
 
 
 
 
 
 
 ggurbuzogullari@gmail.com

   


 
ENERJİ HAZIRLAMA MEKANİZMASI 
 
         Enerji – Giriş
 
         Organizmanın yaşayabilmesi, sürekli olarak enerji ile beslenmesine bağlıdır. Enerji beslenmesi, örneğin aktif sindirim süreçleri, sinir sisteminin uyarılması veya kasların harekete geçirilmesi gibi birçok fonksiyon sürecinin başlamasına imkan sağlar.
 
         Organizma, çoğunlukla besin maddelerinin kazandığı kimyasal enerjiyi depolar. Kimyasal enerjiyi diğer enerji formlarına dönüştürerek yaşamını devam ettirir. Bu süreçte kimyasal enerji, örneğin kaslarda mekanik enerjiye, sinir hücrelerinde ise elektrik enerjisine dönüştürülür. Enerji açısından zengin besin maddeleri ( karbonhidratlar, yağlar, protein ), dönüşüm esnasında üre ve karbondioksit gibi az enerjili bileşimlere indirgenerek idrar veya solunum ile dışarı atılır.
 
Her dönüşüm esnasında yan ürün olarak bir ısı enerjisi de ortaya çıkar; bu enerji, vücut ısısı ile ortam sıcaklığı arasındaki ısı farkı açısından önemlidir. Bu ısı enerjisi, serin havalarda 37 derecelik vücut ısısının korunmasına yardımcı olurken, sıcak havalarda dışarı atılarak, vücudun aşırı derecede ısınmasını engeller.
 
Kas Hareketlerinde Enerji Metabolizması  
 
Enerji açısından oldukça zengin bir kimyasal bileşim olan ATP ( Adenosintrifosfat ), adalelerin kasılmasını sağlayan direkt bir enerji kaynağıdır. ATP'nin kazanılması, adalede glikojen olarak depolanan glikozun ( glikoliz ) direkt olarak indirgenmesinden elde edilir. Adalenin kasılması sırasında ATP, düşük enerjili ADP ( Adenosindifosfat ) ve fosfat olarak ayrışır. Bu süreçte, kasılmayı sağlayan proteinin ve hücrenin solunumu için gerekli enerji miktarının açığa çıkması sağlanır.
 
Bununla birlikte, kas hücresinin ATP rezervi son derece sınırlı olup, yaklaşık 6 mmol/kg kadardır. Bu miktardaki bir enerji ise, yüksek tempolu bir yüklenmede en fazla üç kasılma veya sadece iki saniyelik etkin bir çalışma süresine yeterli olabilir. Bu nedenle, tüketilen ATP'nin derhal rejenere olması gereklidir. Rejenerasyonda, ATP düzeyi son derece hızlı bir şekilde dengelenerek, yorucu bir çalışmadan sonra dahi, başlangıç çıkış düzeyinin sadece çok az altında düzeye ulaşır. bu hızlı dengeleme sağlanırken, yapılan çalışmanın türü ve süresine bağlı olarak üç süreçten geçilir.
 
1.      Kreatinin ( CP ) bölünmesi, Kreatinfosfokinase ( CPK ) enzimi tarafından yönlendirilir. Kreatinfosfat rezervi, depolanmış ATP miktarının hemen hemen üç – dört katı olup, yaklaşık altı – sekiz saniyelik bir çalışma süresi için yeterlidir. Kreatinfosfat en çabuk elde edilen enerji rezervidir. ATP'yi oksijene ihtiyaç duyulmaksızın yeniler ( anaerob alaktasit enerji hazırlanması ).
 
2.      Anaerob glikoliz uzun süreli çalışmalarda kullanılır. Anaerob glikolizde karbonhidratlar oksijene ihtiyaç duyulmaksızın laktata indirgenirler ( anaerob laktasit enerji hazırlanması ). Laktat birikimi ve bu birikimin yol açtığı pH değeri düşüşü nedeniyle, kasılma için gerekli olan kimyasal reaksiyonlar, yorgunluk durumu ortaya çıkana kadar sürekli olarak durdurulurlar. Maximal metabolizma asidozuna, yaklaşık 40 saniye süreli yüksek yoğunluktaki bir yüklenme esnasında ulaşılır; bu da 25 mmol/1 miktarındaki bir laktat birikimini beraberinde getirir. Laktat, artan bir O2 tüketimi altında yapılan bir çalışmadan hemen sonra, karaciğer ve kalpte indirgenirken, tükenen ATP ve CP rezervleri tekrar yapılandırılır.
Anaerob glikoliz, O2 kullanımı ile kazanılan enerjiden toplam olarak yaklaşık üç kat daha fazla performans sağlarken, enerji kazanımının ekonomik olduğu söylenemez. Burada her mol glikoz başına sadece 2 mol ATP kazanılırken, aerob hazırlanması 36 mol ATP sağlar. Kasın anaerob alaktasit enerji hazırlanmasındaki etki derecesi, kaybolan ısı enerjisi nedeniyle yaklaşık yüzde 25 oranındadır.
3.      Glikozun aerob olması ve O2'nin CO2'ye yakılması oksidatif fosforilleşme olarak tanımlanır. Bu süreç, en ekonomik süreç olmasına karşın, nispeten yavaş olduğundan, ancak, artan bir yüklenme süresinde önem kazanır. Aerob enerji kazanımı esnasında, sitrik asit devresi olarak tanımlanan indirgeme süreci yoluyla mitokondrilerdeki karbonhidratların ve yağ asitlerinin hidrojeni alınır. Hidrojen ATP'nin yeniden eski haline getirilmesi için gerekli enerjiyi verir.
Yakılan besin maddelerinin türü, çalışma yoğunluğu ve kapsamı ile beslenme ve antrenman durumuna bağlıdır. Karbonhidrat kullanımı, bir yüklenme başlangıcında ve yüksek yüklenme yoğunluğunda hakim durumdayken, artan yüklenme kapsamı ve düşük yüklenme yoğunluğunda, yağ özümlemesinin önemi artar. Proteinlerin kas gücüne dayalı işlerde enerji sağlayan maddeler olarak taşıdığı önem tartışma konusudur.
 
Yüklenme şekli ve süresine bağlı enerji özümlemesi aşağıdaki gibidir:
 
·        10 saniyelik yüksek yoğunluktaki bir yüklenmede, zengin enerjili fosfatlar, enerji dönüşümünde yüzde 85 oranında bir pay sahibidir.
·        40 saniyeyi aşan yoğun yüklenmelerde, ulaşılabilmesi mümkün en yüksek laktat düzeyine ulaşılır. Bu düzey iyi antrenmanlı sporcularda maximal 25 mmol/1'dir.
·        40 saniyeyi aşan yüklenmelerde, oksidatif fosforilleşme meydana gelir. Maximal düzeyin altında bir yüklenme söz konusu olsa dahi, aerob metabolizma daima belli bir hazırlanma süresine ihtiyaç duyar.
·        Bir dakikalık yüklenmeler
·        Bu oran iki dakikalık bir yüklenme süresinde dengelenerek, sonunda dört dakikalık yüklenmede yüzde 30'dan yüzde 70'e döner.
·        Aerob enerji yüzdelik oranı, daha uzun süreli yüklenmelerle gittikçe daha fazla artar ( yüzde 99'a kadar ). 
 
 


2283 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Psikofizik Parametreler - 26/08/2017
Psikofizik Parametreler
Hormon Tespitleri - 08/08/2017
Hormon Tespitleri
Teknik – Taktik Spor Dalları - 02/08/2017
Teknik – Taktik Spor Dalları/Oyun Türü Spor Dalları
KAN LAKTATININ BELİRLENMESİ - 08/01/2016
Çeşitli Spor Dallarında Kan Laktat Düzeyinin Önemi ve Kan Laktatının Belirlenmesi İle Performans Kontrolü İmkanları
SPOR – MOTOR TESTLERİ - 22/11/2015
Bireysel spor – motor yetenek ve beceri düzeyinin görgül olarak sınırlandırılabilir bir veya bir çok özelliğinin araştırılmasını amaçlayan ve standart koşullar altında uygulanabilen rutin bir yöntemdir.
Mekan Ölçüleri İle İlgili Enformasyonlar - 06/11/2015
Örneğin, eskrimde isabet derecesini belirlemek amacıyla, hedef tahtası taşıyan bir kukla hazırlanmış veya rakibin göğsünde bir hedef tahtası tespit edilmiştir.
PERFORMANS TEŞHİSİ - 12/10/2015
Spor antrenmanında üç değişik enformasyon sistemi vardır. Her üç yöntem de, antrenman kapsamlarının gözden geçirilerek kontrol edildiği ve değerlendirildiği bir antrenman düzenlemesine hizmet eder.
ANTRENMAN, YORULMA VE YENİLENME - 26/03/2014
Antrenman, yorulma ve rejenerasyon bütünlüğüne değinilmeden önce, farklı terimleri anlamları itibarıyla birbirinden açık olarak ayırabilmek için, bir kavram açıklaması yapılmalıdır.
PERİYODİKLEŞTİRME ŞEMASI - 05/03/2014
İçerikleri, yöntemleri vs. ile birlikte her antrenman ünitesi, uzun yıllara dayanan, geniş kapsamlı ve yüksek bireysel performansı amaçlayan bir hazırlanma sürecinin birer parçasını oluşturur.
 Devamı