• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/TrabzonBasket
  • https://www.twitter.com/TrabzonBasket
  
Üyelik Girişi
Bölümler
Oğuz Zeytin
oguz.zeytin@gmail.com
DİRENÇ NOKTASI
07/11/2010

  

Oğuz Zeytin - CV ( Yazarın Önceki Yazıları ) zeytin@trabzonbasket.com


DİRENÇ NOKTASI

Medical Park Trabzonspor, maça canlı savunmayla başladı. Özellikle T. Rochestie ve Ermal Kurtoğlu’nu hatalara sürükleyen MP Trabzonspor hücumda ise üretkendi. Rasic’in yönlendirdiği setlerde boyalı alandan sayılar üretmeye çalıştı. Sakalığı devam eden Obasohan’ın eksikliğinde sazı eline Caner aldı, ekstra katkı verdi. Koç Alaeddin Yakan,  hafta içi çalışmalara tam olarak katılamayan Ersin’den faydalanamadı. Bu çeyrekte dikkat çeken husus, MP Trabzonspor’un önceki maçlarda pota altı savunmasında yaşadığı aksaklıkları gidermiş gibi görünmesiydi (Ts 20 – Gs 17)

 

İkinci periyoda Galatasaray CC, sert savunmayla başladı. Zaten Oktay Mahmudi takımlarının genel karakteristiği savunma değil midir? Önce MP Trabzonspor’u yakalayıp, ardından öne geçitler. Tutku’nun takıma hâkimiyeti, Melih’in ceza şutları, içeriden ise Andric’in sayıları Trabzonspor’u yıprattı. Kendi salonunda bir takımın serbest atışlarda düşük yüzdede kalması kabul edilebilir bir durum değil: İlk yarı sonunda TS 18 faul atışından sadece 8’inde isabet buldu, Gs ise 12’de 11 attı. Özellikle bu periyottaki top kayıpları (TS:8 – Gs:4) Galatasaray’ın savunma dozunu artırması kadar Trabzonspor’un top paylaşımında hala sorunları olduğunun da göstergesi (Ts 34 – Gs 42) .

 

İkinci devre Galatasaray’ın kontrollü basketbolu ile başladı. Karşılıklı basketlerin ardından fark çift haneli sayılara (16) kadar çıktı. Kısa oyuncu rotasyonunda süre paylaşımında ağırlık Rasic ve Snow’daydı. Onları dinlendirecek olan İlker’in verimsizliği, Ersin ve Obasohan’ın sakatlıkları Trabzonspor’un dışarıdan skor bulmasını zorlaştırdı. Aksine içeriye top geçirmekte de pek istekli ve becerikli değillerdi. Nihayetinde bu çeyreği Trabzonspor 45-58 geride tamamladı.

 

Önceki maçlardan alışkın olduğumuz son periyot patlamasını bu maçta da gördük. Özellikle alçak posttan Jamison ve orta mesafeden Wright’ın sayılarıyla fark gitgide kapandı. Hücumda isabet buldukça savunmaya rahat dönen Trabzonspor, alan savunmasına (eşli zone defense) döndü. Özellikle Tutku ve Shumpert’le boş şutları bulan Galatasaray, bunlarda başarılı olamadı. İlk fast-breaki 34. dakikada atabildi Trabzonspor. Bu dakikadan sonra maçta heyecan arttı (Fakat kırılma anlarında iyi savunma yaparken rakibe verilen hücum ribaundlarında gördük ki, kısalar havuza düşen toplar için box-out yapmalı. Bu eksikliği yorgunluğa verelim, zaman içerisinde bu tarz detaylar da düzelir).  Son dakikada fark 3 sayıya kadar düştü. Maçın bitimine 20 saniye kala Trabzonspor hücumunda, Rasic boş koridor bulup potaya drive etti, turnikeyi bıraktı fakat Andric blokladı. Taktik faullerde başarılı olan geçen yılın yıldızı Shipp galibiyeti Galatasaray Cafe Crown’a getirdi (Ts 69 – Gs 73).

 

Bu karşılaşma, sonucundan ziyade takımın direnç gücünü göstermesi bakımından önemliydi. Maç öncesinde oyuncularından “emek göstermelerini” istediğini söylemişti koç Alaeddin Yakan. Bu emeği ilk ve son çeyrek dışında yine göremedik. Maç içi istikrarsızlık devam ediyor. Andric’in maçı getiren bloğundan yola çıkarak atletik, birebir savunması kuvvetli 4-5 pozisyonlarını oynayabilen bir oyuncunun Trabzonspor’a özellikle pota altı savunmasında katacaklarına tekrar dikkat çekmek istiyorum.

 

Taraftara gelince… Son periyoda kadar parkedeki mücadeleyle pek ilgileri yoktu. Takımın dirilişine katkıda mı bulundular, yoksa takım direndikçe onlar mı canlandı tam olarak kestirmek güç. Trabzonsporlu oyuncular serbest atış atarken “ooooo” diye bağırmaları, rakip hücumlarında sessizliğe bürünmeleri anlamsız. Dilerim zamanla salon içi organizasyonun kalitesi artar, gerektiği yerde seyirciyi yönlendirecek müdahaleler gelir. Bu arada maç sonundaki alkışlar ise çok güzeldi.

Saygılarımla…

 



2196 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

TRABZON’DAN BİR KUPA GEÇTİ - 28/04/2015
Trabzon’dan bir kupa ve sayısız anı geçti üç günde. En sonda söyleyeceklerimle başlayayım: Teşekkürler Trabzonspor!
KARNE ZAMANI - 12/01/2015
Trabzonspor MP için karne zamanı geldi. Karnemizin şablonu biraz farklı olacak, detaya girmeden mini SWOT şeklinde analiz etmeyi uygun gördüm. Sözü uzatmadan başlayalım:
VEDA - 25/12/2011
Sevgili basketbolseverler, Dünkü Pınar KSK maçı ile ilgili yorumlarımı yazmam gerekirdi bu satırlarda. Ancak bizler basketbol konuşmaktan çok kişileri tartıştığımız için maçtan bahsetmeyeceğim.
CUMARTESİ YAZ – PAZAR KIŞ - 19/12/2011
2010 Haziran’ından bu yana Trabzonspor Basketbol Takımı ile ilgili izlenim ve düşüncelerimi siz değerli okuyucularımla paylaştım.
SİNAN ERDEM GÜNLÜĞÜ - 10/12/2011
TBF haftanın tüm karşılaşmalarını tek güne sıkıştırınca, bize de yayın piyangosundan saat 13:00 maçı çıktı. Ataköy’deki Sinan Erdem Spor Salonu’nda o saatteki maça yetişmek için şehrin diğer ucundan sabahın erken vaktinde yola koyuldum.
SON HUCÜM TARTIŞMASI - 08/12/2011
Trabzonspor Basketbol Takımı’nın Hacettepe Üniversitesi karşısında aldığı mağlubiyet sonrası en çok konuşulan/tartışılan başlık “son hücum”du.
DİRENİŞ VE HÜZÜN - 04/12/2011
Üç haftadan beri, Edirne’deki galibiyetten sonra Hacettepe Üniversitesi maçına odaklanmıştım. Banvit ve Galatasaray gibi zorlu dönemecin ardından yeni yabancıların takıma daha fazla uyum sağlayacağını düşünmüştüm.
ABDİ İPEKÇİ’DEN… - 28/11/2011
Bir yanda anlamsız deplasman yasakları… Diğer yanda Trabzonspor’umuzu izleme ve sessiz de olsa destekleme arzusu…
HACETTEPE’YE HAZIRLIK - 22/11/2011
Banvit… Ülkemizde 2000’li yılların en önemli basketbol organizasyonlardan biri, belki de en iyisi. Altyapılardaki doğru planlamaları, şirket-takım rol paylaşımındaki isabet “Banvit modeli”nden bahsedilmesini sağlıyor.
 Devamı