MUTLU SON’A(!) BİR ADIM DAHA!

Ligin 26. Haftasında Demir İnşaat Büyükçekmece’ye karşı geri dönen iki yabancımızla çıktığımız maçta beklediğimiz gibi mağlup olarak küme düşme hattına bir adım daha yaklaştık.

Her ne kadar önemli 2 yabancımız dönmüş olsa da diğer parçalar eksik olduğu için tıpkı Eskişehir maçı gibi kazanma şansımız olmayan bir maçın analizini yapmanın da anlamı yok.

Yerli ağırlıklı takımımız maçın son 5 dakikasına kadar parkede inanılmaz mücadele etse de bu mücadeleyi son bölüme kadar taşıması mümkün değildi ve öyle de oldu zaten.

Obekpa’yı 3-5 dakika dinlendirsin diye aldığımız Bora Hun Paçun ve Sarunas’ı dinlendirsin diye alınan Burak Eşlik’in 35’er dakika parkede kalmak zorunda kaldığı bir maçın neyini yazalım.

Kaldı ki Bora Hun Paçun ve Burak Eşlik 5 faulle oyun dışı kalmasalar bile yorgunluktan ciğerleri patlama noktasına gelen bu çocuklarla zaten maçın sonunda diri kalamazdık…

Tek yazabileceğimiz kazanma şansları yok denecek kadar az olduğu halde camiamıza yeni bir küme düşme lekesi sürmemek adına parkede onur mücadelesi veren tüm oyuncularımıza teşekkür etmek olur.

Sonuç olarak şimdi küme düşme barajı ile sadece 1 galibiyet fark kaldı.

Ve bu hafta evimizde Daçka’ya yeniliriz. Alt sıralardaki YeşilGiresun Çekmece’yi, Gaziantep’te İstanbul Belediye’yi yendi mi küme düşme koltuğunda Trabzonspor’u görürüz.

Devamında da bir gelişme olmazsa bu tablo lehimize değil, daha da aleyhimize işleyeceği için mutlu(!) sona bir adım daha yaklaşmış olduk.

VİCDANLAR ÇEVRİMDIŞI

Yaşadığı maddi problem için camiadan istediği yardım çağrısı karşılıksız kalan Trabzonspor Basketbol Kulübü, “En Büyük Gücümüz Sizsiniz” sloganı ile taraftara yönelmek durumunda kaldı.

Kulüp, kendi resmi hesap numarasını paylaşarak taraftardan yardım toplamak durumunda kalırken, 61 TL ve üzeri bağış yapanlara ise forma hediye edileceğini ifade etti.

Gözlemlediğimiz kadarı ile sade taraftar da kulübün bu çağrısına imkanları ölçüsünde destek vererek basketbolu yaşatmaya çalışıyor ancak bohça yama tutar mı orası muamma.

Bir tarafta maddi anlamda tıkanıp taraftarından yardım isteme noktasına gelen bir basketbol kulübü…

Diğer tarafta basketbolumuz yaşasın diye cebindeki harçlığını gönderen taraftar…

Bir başka tarafta ise şu yaşanan utanç tablosunu bildiği halde vicdanları çevrimdışı olup görmezden gelen koca koca “Benim” diyen insanlar.

Ve bir kez daha anlıyoruz ki Trabzonspor markası her zaman birileri için araç iken, bu markanın asıl sahipleri ise gönülden bağlı olan taraftarlar!

KEYFİ SİZE SIKINTISI BİZE

TS Basket huzursuz günler geçirip ölüm kalım maçlarından birine çıkarken, aynı dakikalarda ise kulüp yöneticisi kardeşimiz Ömer Meriç sosyal medyadan “Köyümde huzur var” tweeti attı.

Takım ölüm kalım maçına çıkıyor, yöneticisi ise huzur tweeti atıyor!

Ömer Meriç Gençağa Meriç’in oğlu. Gençağa Meriç ise bilindiği üzere Muharrem Usta’nın sağ kolu.

Bu tweet aslında kulüp yönetiminin geçmişten beri kimler tarafından şekillendirildiği, devamında da Abiş Hopikoğlu’nun nasıl terk edildiği konusunda bizlere ipucu veriyor.

Ve ne acıdır ki birileri işini görüp birileri bataklıkta boğuşurken, mevcut tablonun neden ve nasıl oluştuğunu, hatta olabilecek sonuçlarını da öngörebilen bizlere ise sadece acı çekmek düşüyor.

Özetle keyfi size sıkıntısı bize.

BU YANGIN HEPİNİZİ YAKACAK

Kim çıkarmış, nasıl çıkarmış, sorumlusu kim gibi soruların şu aşamada artık bir önemi yok.

Sonuçta ortada bir yangın var ve bu yangın gittikçe büyüyor.

Bazıları yazlık, bazıları kışlık, bazıları kiralık, bazıları ise misafir olarak kullanıp konakladığı, kısaca hepinizin kullandığı ortak eviniz yanıyor.

Mevcut evin kiracıları ise çıkan yangını söndüremediği için itfaiye çağırıyor ama itfaiye de "bana ne, kim çıkardıysa o söndürsün" diyor.

Ancak unuttuğunuz bir şey var ki, bu yangın sadece bir yeri veya birilerini değil, hepinizi yakacak.

Devamında da bu evi kim veya kimler kullanıp yangını söndürmeye koşmadıysa faturasını da hep beraber onlar ödeyecek haberiniz olsun!

ESKİLERDEN BİR DEMET

Basketbolu bir fiil takip eden birisi olarak bu birikimimizi ve geçmişte yaşanan anekdotları kamuoyu ile paylaşmaya çalışacağım.

Bu haftaki ilk konuğum Zeyyat Kafkas…

Saner Ayarın zorluklarla götürdüğü dönemin sonunda kulüp tıpkı bugünkü gibi borç sarmalında ve çıkış yolu bulamıyordu.

Saner Ayar’da kulübü son çare olarak yıllardır yatırım yapmasına rağmen bir türlü süper lige çıkamayan Selçuk Üniversite’sine satma kararı almıştı.

Bir gece bir otel odasında bir çanta dolusu para ile bu satışın pazarlığı yapılırken Zeyyat Kafkas “İsmail, Saner Ayar kulübü satıyor ne olur buna engel olun” diyerek beni aradı.

Ben de bunu medyada paylaşıp oluşturduğum kamuoyu ile Saner Ayar’ın bu kulübü satmasına engel olmaya çalıştım ve sonuçta satılamadı.

Bilemiyorum, belki bu satış bilgilendirmesi oluşacak olan kamuoyu ile Trabzonspor’un basketbolu sahiplenme adına yapılan bir operasyondu ama sonuçta amacına ulaşmış ve kulüp hem satılmaktan kurtulmuş hem de devamında Sadri Şener yönetiminden destek alınmasının yolu açılmıştı.

Geçmişte yaşanan bu anektod öylesine aklıma geldi.

Sahi şu anda basketbolda yaşanan bu tablo için mevcut futbol yönetiminde olan Zeyyat Kafkas ne düşünüyor ve önlem almak adına bir girişimi var mı açıkçası çok merak ediyorum?